Gökçeada – Çanakkale

gokceada____canakkale.jpg

Gökçeada: Doğanın ve Tarihin İzinde Unutulmaz Bir Adada Yolculuk

Gökçeada, Çanakkale sularında masmavi bir gökyüzü altında serpilen, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleri ile göz kamaştıran bir ada cennetidir. Eski adı İmroz olan bu güzellikler adası, Antik Çağ’a dayanan tarihi ve eşsiz doğal yapılarıyla Türkiye’nin incisi olma özelliğini taşımaktadır.

Tarihi Yolculuk: Pelasglar’dan Günümüze

Gökçeada’nın tarihi, antik dönemlere kadar uzanmaktadır. Adanın ilk yerleşikleri olarak bilinen Pelasglar, bölgeye olan erken yerleşimleriyle tanınırlar. Miltiades tarafından M.Ö. 500’de Atina’ya bağlanan Gökçeada, Roma egemenliği dönemine kadar Atina yönetiminde kalmıştır. Zengin tarihine rağmen antik çağlara ait pek çok bilgiye ulaşılamamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu ve Gökçeada: Fatih Sultan Mehmet’in Hediyesi

1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılan Gökçeada, 1922-1923 yılları arasında Yunan işgaline maruz kalmıştır. Ancak, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile 22 Eylül 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanarak özgürlüğüne kavuşmuştur.

Mimarlık Şahesileri: Yeni ve Eski Kaleköy

Gökçeada’nın tarihine ışık tutan mimari yapıları arasında Yeni Kaleköy ve Eski Kaleköy öne çıkmaktadır. Eski Kaleköy, adanın tarihini yansıtan eski kalıntılarla bezenmiş, taş sokakları ve muazzam manzarasıyla adeta bir açık hava müzesini andırırken, Yeni Kaleköy ise eski kalıntıları ile birleşerek adeta tarihle iç içe geçmiş bir atmosfer sunmaktadır.

Koruma Altındaki Köyler: Bademli, Tepeköy, Dereköy

Gökçeada, koruma altındaki köyleri ile de dikkat çeker. Bademli Köyü, tarihi çamaşırhanesi, asırlık çınarı ve ilkokul binalarıyla göz doldururken, Zeytinli Köyü’nde yöresel lezzetlerin yapıldığı mutfaklar misafirlerini ağırlamaktadır. Tepeköy, antik kalıntıları ve eşsiz manzarasıyla büyüleyici bir atmosfere sahipken, Dereköy ise Marmaros Şelalesi gibi doğal güzellikleri bünyesinde barındırmaktadır.

Lezzet Şöleni: Ada Mutfağı ve Şifalı Tuz Gölü

Gökçeada, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin bir mutfak kültürüne de ev sahipliği yapmaktadır. Ada şarapları, ısırgan otu ve rezene kullanılarak yapılan “cullama” adlı yerel bir yemekle damaklarda iz bırakırken, sakızlı muhallebisi ve dibek kahvesiyle de ün kazanmıştır. Ayrıca, Gökçeada’nın şifalı çamur banyosuyla ünlü Tuz Gölü, sağlık ve huzur arayanların uğrak noktalarından biridir.

Sualtı Milli Parkı: Yıldızkoy’dan Yelkenkaya’ya

Türkiye’nin tek sualtı milli parkı olan Gökçeada Sualtı Milli Parkı, Yıldızkoy’dan Yelkenkaya’ya uzanan bölgeyi kapsar. Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı’na tahsis edilmiş bu alan, ilginç kaya oluşumları ve denizaltı zenginlikleriyle dalış tutkunlarını kendine çeker.

Gökçeada, tarih ve doğa severlerin bir araya geldiği, huzurun ve güzelliğin adeta resmedildiği bir destinasyondur. Eşsiz güzellikleri, zengin tarihi ve lezzetli mutfağıyla Gökçeada, Çanakkale’nin gizli cennet köşelerinden biridir.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık