İstanbul Gezi Rehberi

YouTube video player

İstanbul Gezi Rehberi başlıklı yazımızda sizler için bir dünya metropolünü tanıtıyoruz. İstanbul; Türkiye’nin nüfus sayısı olarak en kalabalık şehri olmasının yanı sıra, sadece Türkiye için değil, aynı zamanda tüm dünya için önemli bir kültür ve finans merkezidir. Asya ve Avrupa kıtalarını bir birine bağlayan bir kolyenin incisi durumunda olan kadim şehir İstanbul, aynı zamanda iki denize kıyısı olan nadide dünya şehirlerinden biridir.

Bir tarafında Karadeniz, diğer tarafında Marmara Denizine kıyısı olması, bir Akdeniz şehri olmamasına rağmen her anlamda kendisini bir deniz şehri olarak tanıtmasına yeter de artar bile. Nüfusu yaklaşık olarak 20 milyona ulaşan İstanbul, nüfus sayısı ile de Avrupa’nın hatta dünyanın önde gelen büyük şehirleri listesinde yerini alıyor. Asya ve Avrupa arasında köprü özelliği taşıyan İstanbul, tarih boyunca hep çekim noktası olmayı da başarmıştır.

Geçmişinde 2 koca imparatorluk barındıran şehir, tarihi anlamda da kuşkusuz dünyanın önde gelen şehirlerinden biridir. Bilinenin aksine İstanbul’un tarihi Bizans, bir diğer adı ile Doğu Roma İmparatorluğu ile başlamaz, tarihçilere göre İstanbul’un ilk yerleşimi MÖ 7.yüzyıla kadar dayanır.

Rivayete göre Antik Yunan şehir devletleri içerisinde yer alan Megara şehir devletinin kralı olan Byzas, yeni bir koloni bulmak ve yerleşim yerlerini bulacağı bu koloniye taşımak için uzun keşifler yapar. Yunan mitolojisindeki bilgelik tanrısı anlamına gelen Apollon tapınağındaki bir kahinden aldığı öğüt üzerine yollara düşer ve bugünkü tarihi yarımadaya yani Sultanahmet bölgesine ulaşır. Bölgeden etkilenerek yeni kolonisini buraya kurmaya karar verir. Adı Byzantion olan bu kral, koloninin adını da Byzantium olarak adlandırır.

Aradan geçen 1000 yıldan sonra, MS4. Yüzyılda Roma imparatorluğunun başında olan imparator Konstantin, Roma imparatorluğuna kuzeyden gelen saldırılar nedeniyle imparatorluğun başkentini Byzantium’a yani İstanbul’a taşımaya karar verir. Bu kararındaki en büyük etkenler ise şehrin yarımada olması sebebiyle ticaret yollarının kesişme noktası olacağını öngörmesidir. Hiç kuşku yok ki bu kararında İstanbul’un da tıpkı roma gibi 7 tepeden oluşması da etkili olmuştur.

330 yılında Roma imparatorluğunun başkenti ilan edilen şehrin yeni adı ise Nova Roma olmuştur, yani Yeni Roma. Şehrin adı imparator Konstantin’in ölümüne kadar Nova Roma olarak kullanılsa da imparatorun ölümünden sonra şehrin adı Konstantinopolis olarak değişmiştir.

Tarihçesi anlatılarak bitirilmeyecek kadar eski ve dolu dolu olan İstanbul, 1453 yılı 29.Mayıs tarihinde Osmanlı devletinin padişahı Sultan Mehmet tarafından fetih edilerek yeni bir uygarlığa geçiş yapmıştır. Bu geçişte 1000 yıllık Doğu Roma imparatorluğu tarih sahnesinden silinirken, ortaçağ sona ermiş yeni çağ başlamıştır. Osmanlı imparatorluğu süresince ve hatta Cumhuriyet dönemine kadar şehrin adı yaygın olarak Konstantinopolis ya da Konstantiniyye olarak kullanılsa da, 1929 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından şehrin ismi resmi olarak İstanbul olarak değiştirilmiştir.

Tarihi geçmişi bu kadar eski olan bir şehrin saymakla bitmeyecek tarihi güzelliklerinin yanı sıra doğal güzellikleri de ziyaretçilerini büyülenmekten alıkoymaz. Hem Doğu roma imparatorluğunun hem de Osmanlı imparatorluğunun izlerini içinde barındıran şehir, doğal güzellikleri ve kültürel mirasıyla da ziyaretçilerini şehirden ayrılırken arkalarına bakmaya devam ettirir. Öyle ki, dünya tarihinin önde gelen devlet adamlarından Napolyon, “Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu” diye boşuna söylememiştir.

Tüm dünya için bu denli önemli olan bir şehri sadece tarihçesi ile anmak böylesine güzel bir şehre yapılacak büyük bir kabalıktır. İstanbul hem tarihi geçmişi, hem de günümüzdeki haliyle bir ele alınmalı ve o şekilde değerlendirilmelidir. Son yıllarda artan turist sayısı, uluslararası konferansların ve etkinliklerin İstanbul’da düzenlenmesi bu söylediğimizi kanıtlar nitelikte.

İstanbul Gezi Rehberi

Konu İstanbul olunca elbette İstanbul’daki tarihi mekanlarİstanbul’daki gezilecek yerler, birbirinden lezzetli unutulmayacak tatlar ve birbirinden değerli aktiviteleri sıralamak, bunlar arasından seçim yapmak oldukça zor. Fakat biz sizler için sırasıyla İstanbul’u ziyaret ettiğinizde mutlaka uğramanız ve yapmanız gerekenleri listelemeye ve sizlere İstanbul Gezi Rehberi başlıklı bu yazımızda sunmaya çalıştık.

İstanbul’da Günübirlik Gezilecek Yerler

Ağva

İstanbul’un yanı başında yer alan günübirlik gezilecek yerler arasında olan Ağva yemyeşil orman içinde, nehir kıyısında stres ve gürültüden uzaklaşarak tüm problemlerinizi unutacağınız bir lokasyondur. Ağva’da Göksu Nehri’nin kıyısında sıra sıra dizilmiş bir çok hotel ve restoran bulunuyor. Genellikle balayı çiftleri tarafından tercih edilen bu otel ve restoranlar nehir kıyısında, köy kahvaltısı yapmak, kano veya yunuslar ile nehri gezmek, akşam ise mum ışığında güzel bir yemek için önemli bir fırsattır. İlkbahar ve Sonbahar aylarında çok popüler olan Ağva’da ayrıca yaz aylarında da merkez ve çevrede bulunan koylar plaj, deniz ve güneş üçlemesinin tadını çıkarmak için en iyi tercih olacaktır.

Maşukiye

İzmit – Sapanca arasında bulunan Kartepe’nin eteklerinde konumlanan Maşukiye şelaleleri için tam bir cennet desek yanılmayız. Kışın keyfini şömine başında sürebileceğiniz, yazın ise şelale yanında bulunan dere kıyısında, ağaçlar altında bir yandan serinlerken bir yandan da kahvaltı yapabilirsiniz. Kahvaltı dışında bölgede bulunan alabalık restoranlarında ister tereyağlı alabalık, isterseniz de kiremitte köfte yada kaşarlı mantar tadımlayabilirsiniz.

Sapanca Gölü

Sapanca Gölü kıyısında doğaseverler için yürüyüş yollarının bulunduğu aynı zamanda kafe ve restoranların yoğunlaştığı öçzel bir lokasyondur. Göl kıyısında yürüyüş yaptıktan sonra Maja Kırkpınar ya da Beta Home Gölevi isimli mekanların sevimli bahçelerinde kahvaltı yapabilir ya da yemek yiyebilirsiniz.

Silivri

Turistik sahili, yoğurdu, feneri, köftesi ve ayçiçek tarlaları ile İstanbul karmaşasından uzaklaşarak Trakya ruhunu derinden hissedebileceğiniz bir bölgedir. Bir dönemin en popüler yazlıkçı beldelerinden olan Silivri, Mimar Sinan Köprüsü, Selimpaşa Tarihi Evleri, Silivri Kalesi ve Piri Mehmet Paşa Külliyesi ile meşhur bir ilçedir. Yaz aylarında oldukça popüler olan ilçe, sahili boyunca uzanan Papatya Plajı ve Gümüşkaya Plajı gibi ücretsiz halk plajlarına ev sahipliği yapmaktadır.

Kıyıköy

Kıyıköy Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlıdır. İstanbul’da bulunan Kilyos, Şile, Riva, Ağva gibi muhteşem güzellikteki ormanlara ve berrak denize sahiptir. Şirin bir Karadeniz kasabası olan bölge Pabuç Deresi ve Kazan Deresi’nin Karadeniz ile buluştuğu konumdadır. Kıyıköy’de iki adet plaj bulunmaktadır. Bölge 1. derece doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Bahar aylarında oldukça keyifli trekking parkurlarına sahip Kıyıköy’e İstanbul’dan günübirlik gidilip gelinebilmektedir.

İğneada

Kıyıköy gibi İğneada da Trakya’nın Karadeniz sahilinde yer alan bir beldedir. İğneada İstanbul’a yaklaşık 220 km mesafade ve çok yakın olmamasına karşın, vadettiği doğal güzellikleri görmek için azımsanmayacak sayıda insan günübirlik bölgeye gitmektedir. Bölgenin muhteşem güzellikleri arasında Longoz Ormanları, içinden yer altı dereleri akan Dupnisa Mağarası yer almaktadır. 22 km gibi oldukça uzun bir kumsala sahip olan bölge de tazecik Karadeniz balıklarının tadına bakabilirsiniz.

Abant Gölü ve Tabiat Parkı

Abant Gölü ve Tabiat Parkı üzerinde hemen hemen herkesin ortak olarak düşüncesi, kartpostalları kıskandıran manzaraya sahip olduğudur. Eşsiz güzellikteki bu bölgede ailenizle birlikte Göl kenarında zaman geçirebilir şehrin gürültüsünden ve stresinden uzaklaşabilirsiniz. İster günübirlik isterseniz de konaklamalı olarak değerlendirebileceğiniz bölge harika bir hafta sonu tatili için sizleri bekliyor.

İstanbul’da Arabayla Gezilecek Yerler

Beykoz Yoros Kalesi

İstanbul Boğazı’nda Anadolu Yakası tarafında Anadolu Kavağı semtinde bulunan Yoros Kalesi aynı zamanda Ceneviz Kalesi olarak da bilinmektedir. İstanbul’da arabayla gezilecek yerler arasında bulunan bu yere geldiğiniz de muhteşem boğaz manzarası sizi bekliyor olacak. Manzara eşliğinde kahvaltı ve yemek yenilebilecek popüler mekanların başında gelen Yoros Kalesi Cenevizliler tarafından kurulmuştur.

Salacak Sahili

Salacak Sahili İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunup Kız Kulesi’nin ise tam karşısındadır. Salacak Sahilinde bulunan merdivenlerde oturarak kız kulesine karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz. Özellikle İstanbul’da arabayla gezilecek yerler arasında yer alan Salacak Sahili hafta sonları yoğun bir kitle tarafından ziyaret edilmektedir.

Sarıyer Kocataş Tepesi

İstanbul’da arabanız ile hafta sonu yada akşamları geziye çıktınız ve manzara izlemek mi istiyorsunuz? O Halde Sarıyer Kocataş Tepesi tamda size göre. Muazzam bir manzaraya sahip olan yer sessiz ve sakin oluşu ile de tercih sebebi oluyor. Gecesi ayrı gündüzü ayrı olan boğaz manzarasına birde bu açıdan bakmanızı tavsiye ederiz.

Rumeli Kavağı

Rumeli Kavağı, İstanbul’un Avrupa yakasında Boğazın en kuzeyinde yer almaktadır. Sarıyer ilçesine bağlı olan bölge midyesi, balığı ve inciri ile meşhurdur. Sahil boyunca uzanan bölge Rumeli Feneri ile Sarıyer’in arasında kalmaktadır. Nüfusu yaklaşık 4.000 – 4.500 olan bu şirin yer İstanbullular tarafından yaz kış tercih edilmektedir. Yazları da denize girmek isteyen misafirler bölgede bulunan plajları tercih etmektedir.

Fatih Korusu & Otağtepe Parkı

Fatih Korusu & Otağtepe Parkı, İstanbul’un doğası en güzel ilçeleri arasında olan Beykoz’un Kavacık mahallesinde yer almaktadır. Fatih Sultan Mehmet köprüsünün hemen sağ tarafında yer alan ve Fatih Korusu olarak da bilinen Otağtepe Parkı şehrin merkezinde doğallığını korumayı başarmış nadir yerlerdendir. Hz. Osman dönemlerinden, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethine kadar olan süreçte bütün muhabereler Otağtepe’de yapılmıştır. Fatih’in İstanbul’un Fethi için hazırlık yapmak üzere çadırını ilk kurduğu yer olduğu da bilinmektedir. Bölge 31 Mayıs 2010 tarihinde Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Kültür Merkezi adını almıştır.

Rumeli Feneri

Rumeli Feneri, İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı, boğazın Avrupa yakasında en kuzeyde yer alan şirin bir balıkçı köyüdür. İstanbul Boğazı’na Karadeniz Bölgesi’nden ilk giriş noktasıdır. Tarihi çok eskilere dayanan Rumeli Feneri’nin mevcut hali 1855 yılındaki Kırım Savaşı sırasında Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin boğazı geçerek Karadeniz’e çıkmalarını kolaylaştırmak amacıyla yapılmıştır. Hemen karşı kıyısında bulunan Anadolu Feneri ile aynı zamanda hizmete girmiştir.

İstanbul’da Ailecek Gezilecek Yerler

İsfanbul Eğlence ve Yaşam Merkezi (Vialand – Eyüp) Miniatürk (Sütlüce) İstanbul Akvaryum (Florya) Legoland (Forum İstanbul – Bayrampaşa) Bayrampaşa Sea Life Akvaryum Snowpark (Torium AVM – Esenyurt) Viaport Lunapark (Pendik) Adapark (Bayrampaşa) Jurassic Land İstanbul Bostancı Lunapark Bakırköy Lunapark Forestanbul Macera Park İstanbul Dolphinarium

İstanbul’un Önemli Tarihi Yerleri

Ayasofya

İstanbul’un tarihi yerleri arasında ilk sırada Ayasofya yer alıyor. Bu baş döndüren yapı, Bizans İmparatorlarından Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa edilmiştir. İstanbul’da tarihi yarımadada bulunan en eski ve en önemli eserlerden biridir.

Bizans döneminde kilise olarak inşa edilen sonrasında da katedrale çevrilen Ayasofya, İstanbul’un fethi ile Osmanlı döneminde camiye dönüştürülmüştür. 1934 yılından beri de ziyaretçilerine müze olarak hizmet vermektedir. Göz alıcı mimarisi ile ziyaretçilerini etkileyen Ayasofya dünya mimarlık tarihi açısından da önemli bir mihenk taşıdır.

Aya (Kutsal) Sofya (Bilgelik) kelimelerinin birleşiminden meydana gelen ismi aynı zamanda Hristiyanlık dünyasında Tanrının üç niteliğinden biri olarak da nitelendirilir.

Sultan Ahmet Camii

Bir diğer adı Blue Mosque olan Sultan Ahmet Camii, İstanbul’da en çok ziyaret edilen tarihi yerlerin başında gelir. İç mimarisinde kullanılan İznik çinileri sebebiyle yabancı turistler tarafından Blue Mosque olarak bilinen Sultan Ahmet Camii, Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından 1609-1617 yıllarında padişah I. Ahmed’in emir ile inşa edilmiştir.

Osmanlı döneminden bu yana inşa edilmiş 6 minareli ilk cami olan Sultan Ahmed Camii, o dönemde içerisinde medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkanlar, hamam, çeşme, darüşşifa(hastane) ve sıbyan mektebi gibi bir çok yapıyı da bünyesinde barındırır. Bu denli ihtişamlı bir yapı olması nedeniyle de uzunca bir dönem padişahlar Cuma selamlığını burada gerçekleştirmişlerdir.

Topkapı Sarayı

İstanbul’un Sarayburnu semtinde yer alan, ihtişamlı yapısıyla dikkatleri üzerine çeken Topkapı Sarayı, Osmanlı imparatorluğundan kalma en önemli yapılardan biridir. 400 yılı aşkın süre Osmanlı devleti bu görkemli yapı içerisinde idare edilmiştir. İslam dünyası içinde önemli bir yeri bulunan Topkapı sarayı bu özelliğini ise içerisinde Hz.Muhammed’in hırkası, sakalı ve ayak izlerinin yanında Hz.İbrahim’in tenceresi, Hz.Musa’nın asası, Hz.Davud’un kılıcı ve Hz.Yusuf’un cübbesi gibi önemli emanetlerin bulunduğu Kutsal Emanetler Dairesinden alır.

Saray 1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış ve 1859 yılında Padişah Abdulmecit’in Dolmabahçe sarayını inşa etmesine kadar imparatorluğun yönetim merkezi olmaya devam etmiştir.

Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un hatta Avrupa’nın en eski ve en büyük kapalı sarnıcı özelliğini taşıyan bu yapı, Ayasofya müzesinin hemen yanı başında yer alır. Gizemli görünüşü ve ormanı andıran sütunları ile ziyaretçilerini şaşırtan bu yapı, içerisinde Medusa heykeli gibi önemli bir anıtı da barındırıyor.

Özellikle yabancı turistlerin İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında listelediği bu mimari eser, müze ziyaretleri kapsamında kullanılmasının haricinde Kültür ve Turizm Bakanlığı etkinliklerinde de kullanılıyor. Ziyaret edecekler arasında özellikle astım hastalarının çok dikkat etmesi gerekir. Zira Yerebatan Sarnıcı, yapısı itibariyle oldukça nemli bir yerdir.

Kapalı Çarşı

Yerli ve yabancı turistlerin en sevdiği şeylerden biri de alışveriş yapmaktır. Kapalı Çarşı dünyadaki en eski alışveriş merkezlerinden biri olma özelliği ile hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerinin akınına uğrar. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Kapalı Çarşı, sonrasında diğer padişah ve önemli devlet adamları tarafından sürekli genişletilerek günümüzdeki halini almıştır.

İçerisinde aktardan, halı dükkanlarına, antikacılardan kuyumculara kadar bir çok mağazayı barındıran Kapalı Çarşıda toplamda 4.000 dükkan ve 25.000 çalışan bulunmaktadır. Çarşı içerisinde yer alan sokak isimleri, Osmanlı döneminde çarşı içerisinde bulunan meslek gruplarından (yonca) almaktadır. Günümüzde olduğu gibi tarihte de İstanbul’u ziyaret eden ünlü gezginler, seyahatnamelerinde Kapalı Çarşı’dan bolca söz etmişlerdir.

Galata Kulesi

İstanbul’un simgelerinden biri haline gelmiş, dünyanın en eski kulelerinden olan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında inşa ettirilmiştir. Önceleri deniz araçlarına fener kulesi olarak hizmet eden bu devasa kule, Osmanlı döneminde yüksekliği ve şehrin tamamını kuş bakışı görmesinden dolayı yangın gözlem yeri olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Panoramik seyir terası ile İstanbul’u keyifle seyredebileceğiniz ender yapılardan biri olan kule, Hazerfan Ahmet Çelebinin Galata kulesinden Üsküdar’daki  Doğanlar meydanına inmesi ile de anılır. İstanbul’da görülmesi gereken yerler arasında önem arz etmesindeki bir diğer neden ise 2012 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesine eklenmesidir.

Dolmabahçe Sarayı

İstanbul boğazında beyaz renkte yapısı ile bir inci gibi duran Dolmabahçe Sarayı, son dönem Osmanlı padişahlarından Abdülmecid tarafından 1839 yılında inşa ettirilmiştir. Hem içindeki hem de dış yapısındaki eşsiz süslemeleri, içerisindeki paha biçilemeyen tabloları ve diğer nadide eserleri bu sarayı ziyaret etmeniz için başlıca nedenlerden.

1936-1938 yılları arasında Atatürk tarafından da kullanılan bu görkemli eser, 1984 yılından sonra müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Atatürk saray içerisinde kullandığı 71 numaralı odada gözlerini hayata yummuştur. Bu sebepten 71 numaralı odada sürekli olarak bir asker nöbet tutar ve bu oda özel olarak ziyaret edilmektedir.

Aya Yorgi Manastırı

Özellikle yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen tarihi mekanlardan biri de Aya Yorgi Manastırıdır. İstanbul’a ait olan Prens adalarının en büyüğü olan Büyük Ada’da yer alan yapı ilk olarak 1751 yılında küçük bir şapel olarak inşa edilmiştir.

Yapıya birleşik olarak 1905 yılında aya Yorgi Kilisesi inşa edilmiştir. Hristiyanlar için kutsal sayılan Paskalya döneminde ziyaretçi akınına uğrayan manastır, mimarisi ile de dikkat çeken yapılardan biridir.

Beylerbeyi Sarayı

İstanbul’un Anadolu yakasında Üsküdar semtinde bulunan Beylerbeyi Sarayı, son dönem Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülaziz tarafından 1861-1865 yılları arasında Mimarlığı aile mesleği olarak edinmiş Balyan ailesine yaptırılmıştır. Muazzam ahşap işleme sanatını bolca görebileceğiniz yapı içerisinde göz alıcı altın nakış işlemeleri de dikkat çeken ayrıntılardan.

Adile Sultan Kasrı

Yine Anadolu yakasının Üsküdar semtinde yer alan tarihi yapı Adile Sultan Kasrı, Sultan Abdülaziz tarafından 1853 yılında kız kardeşi Adile Sultan için yaptırılmıştır. Türk sinema tarihinin önemli eserlerinden olan Hababam Sınıfı filmleri de yine bu mekanda çekilmiştir. Mermer sanatının en ince işçiliklerinin uygulandığı bu güzel yapı, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettikleri önemli yapılardan biri.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi saymakla bitmeyecek İstanbul’un tarihi mekanları yanında gezilecek yerlere ilave edebileceğimiz onlarca mekan bulunmakta.

İster yalnız gezin, ister eşinizle veya ailenizle, ya da sevgilinizle gezmeye çıkın ya da misafirlerinize İstanbul’u gezdirin, mutlaka yazımızın devamını okumadan bir gezi planlamayın. Gezinize nereden başlayacağınızdan, nerelerde huzurla dinleneceğinize, yeme içme önerilerilerimizden, koyu sohbetlerinizi nerede yapacağınıza, hatta sevgiliniz veya eşinizle romantik anları nerelerde geçirebileceğinize kadar tüm detayları aşağıda sizler için derledik.

Öncelikle İstanbul’da gezilecek yerleri ikiye ayırmak gerektiğinin altını çizelim. Bunlar İstanbul Avrupa yakası gezilecek yerler ve İstanbul Anadolu yakası gezilecek yerler. İstanbul’a gidince nereye gidilir veya bir başka deyişle İstanbul’da nereler gezilir sorularınızın yanıtına İstanbul Avrupa yakası ile başlıyoruz.

İstanbul Avrupa Yakası Gezilecek Yerler

Sultan Ahmet Meydanı

İstanbul’u gezmeye mutlaka Sultan Ahmet meydanından başlamanızı öneriyoruz. Öncelikle üç tarihi büyük mekanı bünyesinde barındıran meydan ulaşım ağı konusunda da önemli bir merkez, metro, tramvay, taksi ve dolmuşların en sık çalıştığı noktalardan biri olan Sultan Ahmet meydanı, yılın her zamanında çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Çevresindeki meşhur köftecilerden karnınızı doyurabilir, sonrasında birbirine çok yakın üç önemli tarihi yer olan, Ayasofya Müzesini, Sultan Ahmet Camisini ve Yerebatan Sarnıcını bir arada gezebilirsiniz.

Beyazıt Meydanı

Gezmek deyince akla ilk gelen yerlerden biri olan Beyazıt Meydanı, tarihi dokusu ile sizleri karşılayacaktır. Beyazıt meydanında şöyle kısaca bir tur attıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nin  tarihi giriş kapısının hemen yanı başındaki ünlü tarihi sahaflar çarşısı dikkatinizi çekecektir.

Aradığınız herhangi bir kitap veya basılı yayını burada bulamazsanız başka bir yerde bulma imkanınız neredeyse imkansızdır. Yine tarihi Kapalı Çarşı’nın güney giriş kapısı da Beyazıt meydanında bulunmaktadır. O kapıdan girip Kapalı Çarşıyı da güzelce gezip alışverişinizi yaptıktan sonra 3’üncü gezilecek yere de ulaşmış olacaksınız.

Eminönü

Eminönü’ne vardığınızda sizi ilk olarak karşılayacak şey önünde güvercinlerin uçuştuğu, insanların o güvercinlere yem verdiği dış geniş dış avlusu ile Yeni Cami olacaktır. İçerisinde Sultan Ahmet Camisini aratmayacak güzelliklerde çinileri görebileceğiniz caminin hemen yanı başında yine tarihi mısır çarşısı bulunmakta. Yaklaştıkça buram buram mis gibi baharat ve kurukahve kokularını alacağınız Mısır Çarşısı İstanbul’da gezilmesi gereken yerler listesinde başı çekenlerden.

Burada ufak bir alışveriş yaptıktan sonra Haliç kıyısına doğru indiğinizde ise sizleri tarihi Eminönü balıkçıları karşılar. Burada lezzetli balık ekmekler yiyebileceğiniz gibi, yine köprünün altında bulunan restoranlarda da özellikle balık menülerinden güzel bir seçim yapabilirsiniz.

Eminönü ile ilgili detaylı bilgiler için https://www.yaz-tatili.com/istanbul-eminonu/ bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Karaköy

İstanbul’un merkezi neresi diye sorulsa muhakkak çoğu kişinin aklına ilk gelecek yerlerden biridir Karaköy. Tramvayın kalbinden geçtiği, Eminönü’nün yanı başında olması ve Anadolu yakasına geçişte en çok tercih edilen vapur iskelesinin yine Karaköy’de olması burayı neredeyse İstanbul’un merkezi konumuna getiriyor.

Yine Karaköy deyince tarihi yerlerinin yanı sıra, koyu sohbetlerin yapıldığı Fransız geçidi üzerinde bulunan nezih kafelerden  ve tatlıya bayılanların uğramadan edemediği meşhur tatlıcılardan da söz etmeden geçmeyelim. Tophane bölgesindeki özel konsept kafeler de dikkat çeken ve sevdiklerinizle vakit geçirebileceğiniz yerler arasında.

Galata ve Taksim İkilisi

Karaköy’ün meşhur Kamonda merdivenlerini çıkınca bizi tüm ihtişamıyla Galata Kulesi karşılar. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tarihin en eski kulelerinden biri olan Galata Kulesi’nin dibindeki otantik kafelerde ahşap masaların çevresinde oturup çayınızı ve kahvenizi yudumlarken ister misafirlerinizle keyifli sohbetler edin, isterseniz yalnız başınıza kitap okuyun.

Sonrasında Taksim’e doğru ilerlerken tarihi Tünel yolu üzerindeki hediyelik eşya satan dükkanları ziyaret etmeden geçmeyin. Hediyelik alışverişinizi de yaptıktan sonra tarihi Tünel sizi Taksim’e çıkaracaktır. Burada mutlaka St.Antuan kilisesini ve Suriye pasajını da ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.

Beşiktaş ve Ortaköy İkilisi

İstanbul boğazının en güzel izlendiği yerlerden biri olan Beşiktaş ve Ortaköy sahili, mutlaka gezilmesi gereken yerler arasında. Artık çarşı gezmekten sıkıldıysanız Beşiktaş’tan Ortaköy’e doğru asırlık çınar ağaçlarının arasından yürüyebilirsiniz. Yürürken Çırağan Sarayı, Kabataş Lisesi ve Yıldız Parkı sağlı sollu olarak size eşlik edecek.

Eğer Beşiktaş sahilinde nefis midyelerin tadına baktıysanız şimdi sıra Ortaköy’ün meşhur kumpir ve kokoreçin de. Eğer kış aylarında değilsek kumpir veya kokoreçinizi alıp sahilde deniz kenarında bu enfes tatların tadını manzaranın güzelliği ile çıkarmak oldukça keyifli. Üstelik boğaz kenarındaki tarihi Ortaköy Camisi de boğaz köprüsünün hemen yanı başında sizlere harika bir manzara sunacaktır.

Eyüp Sultan Camii

İstanbul’daki önemli dini noktalardan biri olan Eyüp Sultan Camii, İstanbul’un Eyüp Sultan semtinde bulunan kutsal bir mekan. Hz.Muhammed’in sahabelerinden, Ebu Eyyûb el-Ensari’nin kabrinin burada bulunması mekanın kutsal olmasının sebebidir. Dini bayramlarda ve özellikle ramazan ayında bir çok etkinlik düzenlenir ve ziyaretçiler buraya akın eder. Yine yemek konusunda buradaki tarihi restoranları tercih edebilirsiniz. Ardından kısa bir yürüyüş ile Pierre Loti tepesine çıkıp meşhur közde kahvenizi yudumlarken, yine İstanbul manzarasının tadına varabilirsiniz.

Rumeli Hisarı

4 ay gibi kısa bir sürede İstanbul’un fethinden önce Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmiştir. Fatih’in İstanbul’un fethi planlarında, boğaza kuzeyden gelebilecek saldırıları engellemek amacıyla yapılmıştır ve bu amacına da ulaşmıştır. İstanbul’un fethinde büyük rol oynayan Rumeli Hisarı, hala dimdik ayakta durmakta. Bu yapıyı gezmek ise ücretli, 10 TL giriş ücreti ile tarihin derinliklerine gizemli bir yolculuk yapabilir, filmlerde izlediğiniz fetih sahnelerini gözünüzde canlandırabilirsiniz.

Yedikule Zindanları

İstanbul’da etkinlik ve açık hava konserleri denince akla gelen yerlerden biri olan Yedikule Zindanları, namı diğer Yedikule Hisarı İstanbul’un en eski açık hava müzelerinden biri olma özelliğini de taşımaktadır. İstanbul’un Fatih semtinde yer alan Osmanlı imparatorluğu döneminde hanedan üyelerinin hapsedildiği, şehzadelerin taht kavgaları sonucunda esir tutulduğu bu yapı, girişinde kocaman geniş avlusu, yüksek surları ve gizemli zindan odalarıyla sizleri ziyaretine bekliyor.

Gülhane Parkı

İstanbul Avrupa yakasında gezilecek yerler saymakla bitmez ancak 10 yeri listelerken bu listede mutlaka olması gereken yerlerden biri de Gülhane Parkıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde 400 yıldan fazla bir zaman Saray bahçesi olarak kullanılan bu park 1912 yılında halka açılmıştır. Ülkemizde Lale festivallerinde en renkli halini alan Gülhane Parkında Avustralya’lı ünlü heykeltıraş Kripel tarafından yapılan Atatürk’ün ilk heykelini de görebilirsiniz.

En az Avrupa yakası kadar gezilmesi gereken yerlere sahip olan Anadolu yakası, bilinenin aksine Avrupa yakasından daha eski bir yerleşim alanıdır. Yazımızın başında bahsettiğimiz Yunan kolonilerinden Megara şehrinin Kralı Byzas Avrupa yakasını yeni kolonisi olarak kurmayı düşünürken, bugünkü Kadıköy civarında yerleşim yerleri bulunuyordu. Tarihi birçok mekana ev sahipliği yapan Avrupa yakasının kardeşi Anadolu yakası da bizlere gezi anlamında bir çok alternatif sunuyor. Sizler için Anadolu yakasında mutlaka gezilmesi gereken 10 yeri aşağıda listeledik.

Anadolu Yakası Gezilecek Yerler

Hidiv Kasrı

İçerisinde mis kokan gül bahçeleri, çevresini ve taş kaldırımlarını gölgeleri ile süsleyen çam ağaçları ile adeta bir botanik bahçesini andıran Hidiv Kasrı, Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa tarafından 1907 yılında yaptırılmıştır. Bahçesinde dev sincap, kanguru gibi hayvan figürlerini barındıran Anadolu yakasının bu güzide yapısına giriş ücretsiz, üstelik içerisinde peş peşe sıralanmış masalar ve işletmelerde çay ve kahvenizi yudumlayabilir, aynı zamanda küçük tatlı kaçamakları yapabilirsiniz.

Kuzguncuk

Üsküdar’da bulunan bu küçük semt, küçük olmasına karşın kocaman bir tarihe sahiptir. Bizans imparatorlarından II. İustinos tarafından 5.yüzyılda kurulduğu düşünülen bu şehrin adı o zamanlarda “Hrisokeramos” olarak düşünülüyor, zaman içerisinde bu isim önce “Kosinitza” ‘ya ardından da Fatih Sultan Mehmet zamanında buraya yerleşmiş “Kuzgun Baba” adlı bir evliyadan dolayı Kuzguncuk adını aldığı söylenir.

Kuzguncuk semti Museviler içinde çok önemli bir yerdir. Bunun sebebi ise Musevi inancına göre vadedilmiş topraklara gidemeyecek olanların hiç değilse Kuzguncuk’a yerleşip burada ölmeyi vasiyet etmeleridir. Semt boğaz sahili boyunca sıralanan restoranlarıyla da ünlüdür, bütçenize göre muhteşem balık restoranlarında enfes balıkları tadabilirsiniz. Bütçenizi zorlamak istemiyorsanız ara sokaklarında bulunan salaş balık restoranları da hem damak tadınıza hem de bütçenize göre oldukça cazip.

Viktor Levi Şarap Evi

Hiç kuşku yokki İstanbul’da yaşayan şarap severlerin adını bildikleri, bir çoğunun da ziyaret ettiği mekanlardan biridir Viktor Levi Şarap Evi, Lezzetli şarapları ve tarihi geçmişine sadık kalınarak restore edilen bu mekan İstanbul’un Kadıköy semtinde Moda caddesinde bulunmaktadır. 1900’lü yıllarda başlayan serüveni öyle kolay şekilde günümüze ulaşmamıştır.

Sahibi ve kurucusu Viktor Levi’nin 1967 yılında ölümünden sonra 1985 yılına kadar kuzeni Yasef Levi tarafından işletilmeye devam edilse de eski ihtişamlı günlerine 1999 yılında yeniden restore edilmesi ile kavuşur. Aperatif yiyecekler de sunulan bu mekanda bütçenizi çok fazla zorlamadan keyifli vakitler geçirebilir, sevdiklerinizle derin sohbetlere dalabilirsiniz.

Bağdat Caddesi

Anadolu yakasında uğramadan dönülmeyecek yerlerden biri de Bağdat Caddesidir. Uzunca cadde üzerinde sağlı sollu lüks alışveriş mağazalarının yer aldığı, bolca restoranların ve kahve çay molası verebileceğiniz mekanların bulunduğu, İstanbul’un önemli simgelerinden biridir Bağdat Caddesi.

Osmanlı devletinde Anadolu üzerinden sefere çıkıldığında halk ve padişah orduyu buradan yolculardı, bu nedenle eski adı Ayrılık Çeşmesi olarak’ta anılır. Bağdat Caddesinin asıl adı ise IV. Murad’ın Bağdat seferinden geliyor. Cadde üzerinde Selamiçeşme, Çatalçeşme ve II. Mahmud Çeşmesi gibi tarihi çeşmeler de bulunmaktadır.

Çamlıca Tepesi

İstanbul’un en yüksek tepesi olan Çamlıca Tepesi, Üsküdar semtinde yer almaktadır. Devasa bir seyir terası düşünün ve gözünüzün alabildiğince İstanbul manzarasını doyasıya seyredin. İstanbul’a ziyaret amaçlı gelen yerli ve yabancı turistlerin gezi listesinde mutlaka yerini bulan bu tepe, geçmişten günümüze sevgililerin de buluşma noktası olmuştur. Çoğu kişi tarafından uygulanan bir diğer gelenek ise evlendikten sonra gelin ve damadın buraya gelerek fotoğrafla bu anılarını ölümsüzleştirmesidir.

Çubuklu

Beykoz ilçesinin şirin köylerinden biri olan Çubuklu, eski İstanbul sokaklarını gezmeye doyamayanlar için eşsiz bir durak. Küçük şirin bir balıkçı kasabası izlerini hala taşımayı başarabilen Çubuklu’da lezzetli balık menülerinin tadına manzaranın güzelliğini de katarak varabilir, muazzam güzellikte hazırlanmış midyelerin tadına da bakabilirsiniz.

Kız Kulesi

Her iki yakanında paylaşamadığı güzellikte olan bir kız. Şaka bir yana konumu itibariyle Avrupa ve Anadolu yakasının tam ortasında boğazın orta yerinde yer alan Kız Kulesi Anadolu yakası Üsküdar semti ile birlikte anılmaktadır. Üsküdar sahiline gidip te Kız Kulesini arkasına alarak fotoğraf çektirmeyen yoktur desek yeridir.

Bu eşsiz tarihi yapının içerisinde bir restoran da bulunmaktadır. Önceden rezervasyon yaptırmak koşuluyla burada özel misafirlerinizle güzel bir yemek yemeyi de planlarınız arasına alabilirsiniz. Restoranda yemek yemeyi düşünmüyorsanız, belirli aralıklarla Kız Kulesine gezi düzenleyen küçük teknelerle ada parçasına çıkabilir ve İstanbul’a kız kulesinden de bir bakış atabilirsiniz.

Yuşa Tepesi

Adını Yuşa peygamberden alan bu tepenin tarihi de İstanbul kadar eskidir. Bizans döneminde burada Zeus Tapınağının bulunduğu söylenir. İçerisinde bulunan Hz. Yuşa Türbesi uzunluğu ile ziyaretçilerini şaşırtır. Bunun nedeni türbede yatan Hz. Yuşa’nın boyunun uzunluğundan değil, kabrinin tam olarak nerede yattığı bilinmediğinden dolayı, sandukasının uzun şekilde yapılmasından kaynaklanmaktadır. İstanbul’un en çok ziyaret edilen türbelerinden biri olan Hz. Yuşa Türbesi’nin bulunduğu Yuşa Tepesi de ziyaret edilmesi gereken önemli noktalardan.

Atatürk Arboretumu

300 dekarlık alan üzerine 1940 yılında kurulan bu doğa harikası mekanda yüzlerce çeşit ağaca ve yine yüzlerce özel bitki çeşidine rastlayabilirsiniz. Hafta sonları huzurlu bir yürüyüş ile birlikte temiz havayı ciğerlerinize doldurabileceğiniz İstanbul’un nadir botanik bahçelerinden biri olan Atatürk Arboretumu, Belgrad ormanı içerisinde yer almaktadır. Aileniz ve sevdiklerinizle hafta sonunuzu geçirebileceğiniz bu doğa cennetine giriş ücretlidir.

Saklı Göl

Listemizde son sırada doğa severler için güzel bir yer var. Saklı Göl, İstanbul’un Şile ilçesinde bulunan doğa harikası doğal bir göldür. Gölün etrafını çevreleyen Karadeniz bölgemizi andıran bitki örtüsü ile eşsiz bir manzaraya ve ferahlığa sahiptir. Şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve dingin bir gün geçirmek isteyenlerin tercih ettiği Saklı göl etrafında kontrollü şekilde piknikler yapabilirsiniz, ayrıca çevresinde bulunan kendin pişir kendin ye konseptinde olan işletmelerde bu konuda sizlere oldukça kolaylık sağlıyor.

Yazımızda genel olarak gezilecek tarihi mekanları ve görülmesi gereken doğal güzelliklerle birlikte İstanbul’un birkaç değerinden bahsettik. Şimdi ise sıra romantik çiftlerin rotasını oluşturmakta. Eğer eşinizle veya sevgilinizle baş başa romantik bir gezi yapmak, romantik bir yemek yemek ve klişelerden uzak farklı şeyler yaparak sevgilinizin gönlünü fethetmek istiyorsanız okumaya devam.

İstanbul’da Sevgiliyle Gidilecek Yerler

Eşiniz veya sevgilinizle farklı bir gün geçirmeyi düşünüyorsunuz, İstanbul’da sevgiliyle gidilecek yerler neresi? İstanbul’da romantik yerler veya İstanbul’da sevgiliyle günü birlik gidilecek yerler nereleri diye arıyorsanız, bu liste tam da size göre.

Sedef Adası

İstanbul’un Bizans döneminde sürgün alan adalarından biri, prens adalarının en küçüğü, İstanbul’daki en favori ve en temiz plajlardan üstelik. Tabiki başlıkta da belirttiğimiz gibi Sedef Adası hakkında bahsediyoruz. Adanın büyük bir kısmı özel mülk olsa da, geriye kalan kısmı yetiyor da artıyor bile.

Adaya birçok noktadan ulaşım mevcut, Avrupa yakasından Eminönü, Kabataş, Beşiktaş, Anadolu yakasından da Bostancı ve Kadıköy iskelelerinden ulaşım sağlayabilirsiniz. Ufak bir tüyo daha; Büyükada’dan da Sedef adasına geçiş yapabilirsiniz, üstelik ücretsiz ufak motorlu teknelerle.

Adanın büyük bir kısmı özel mülkiyet olduğu için gezi alanları çok sınırlı, küçük yürüyüş alanlarında yürüme, denizin keyfini çıkarma dışında yapabileceğiniz pek bir aktivite yok ancak adada mis gibi bir hava, tertemiz bir deniz ve sessizlikle birlikte huzur sizleri bekliyor.

Adada 2 adet işletme var, Elio Sedef ve Club Sedef her ikisinde de yemekler oldukça leziz ve uygun bütçeli, mükemmel manzarada ikramları J. Konaklamak içinse 2 adet butik otel var, gecelik konaklama fiyatları ise ortalama 100-200 arası.

Burgaz Ada

Prens adaları içerisinde ortanca kardeş, 9 adanın içerisinde en çok bilinen ve ziyaret edilenlerin başında gelir. Sevgilinizle harika doğanın içerisinde nostaljik bir bisiklet turu atmak için biçilmez kaftan bir yerdir Burgaz Ada, sahilinde oturup içeceğinizi yudumlarken denizin ve diğer adaların manzarasını seyredersiniz, rengarenk çiçekler arasında dolaşırken doğaçlama çiçek buketleri hazırlayıp sevgilinizi şımartmanızda mümkün (çiçek dalında güzeldir).

Adaya tıpkı Sedef adası gibi yukarıda saydığımız iskelelerden ulaşmak çok kolay. Eskiden olsa faytona da binin derdik ama artık faytonlar kalkmış durumda. İş o zaman pedal çevirmeye veya el ele tutuşup yürüyerek dolaşmaya kaldı. Edebiyat sever bir çiftseniz tam yerine düştünüz, çünkü edebiyatımızın usta yazarlarından Sait Faik Abasıyanık evi ve müzesi de Burgaz adada.

Adada diğer gezilebilecek yerler ise, Aya Yani Kilisesi, Madam Marta Koyu, Hristos Manastırı, Aya Yorgi Manastırı ve Kalpazankaya’dır. Kalpazankaya demişken burada adı ile anılan meşhur bir lokanta var, Kalpazankaya lokantasında romantik akşam yemeğinizi yerken meşhur köftesine ve muhteşem manzarasına hayran kalacaksınız.

Baylan Pastanesi

Eğer nostaljiyi seviyorsanız şimdi sizi cumhuriyet kadar eski bir yere götürelim. Baylan Pastanesi, İstanbul’un en eski pastanelerindendir. 1924 yılında Filip Lenas tarafından ilk önce Beyoğlu’nda kurulmuştur, daha sonra Karaköy’de ve Kadıköy’de de birer şube açılmış. Fakat günümüze sadece Kadıköy şubesi gelebilmiştir.

Geçmişten günümüze bir çok önemli ismin müdavimi olan pastanenin bilinen ünlü ziyaretçileri; Atilla İlhan, Haldun Taner, Erol Günaydın, Sait Faik Abasıyanık’tır. Bu ünlülerin hepsinin ortak yanı ise Baylan’ın klasiklerinden olan Kup Griye hayranı olmalarıdır. Eğer sevgilinizle nostaljik bir pastane buluşması planlıyorsanız mutlaka Baylan pastanesini de listeye ekleyin, bütçenizi de biraz zorlayın çünkü fiyatlar oldukça yüksek.

Lâl – Kadıköy

Sevgili buluşması deyip te Kadıköy’deki Lâl’ı anmamak elbetteki ayıp olurdu. Kadıköy’deki kadife sokağın en eski sakinlerinden olan tarihi binası, gözünüzü okşayan ahşap tasarım dekoruyla mis gibi romantizm ve tarih kokan bir mekan. Özellikle akşamları giderseniz bahçesine giriş yaptığınız andan itibaren, masanıza kadar size romantik mumlar eşlik eder.

Eğer özel bir buluşma olacaksa mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var, zira yer olmadığından geri dönmeniz muhtemel.  İç mekanı süsleyen antikalar, duvarlarındaki eski fotoğraflar ve ortaçağ avrupasından izler taşıyan tablolarıyla otantik bir atmosfer. Önce dünya mutfağından seçkin yemeklerinizi yedikten sonra günlük pasta ve keklerini tatmanızı tavsiye ederiz.

Lacivert Restoran

Son mekanımız içlerindeki en özeli, burayı özel kılan ise genellikle son nokta, ya da başlangıç noktası mı demeliyiz? Evet, genellikle evlilik tekliflerinin çok özel şekilde yapıldığı yerlerin başında gelir Lacivert Restoran, Beykoz’da tam boğaz köprüsünün altında, denize sıfır mükemmel manzaralı bir yer. Öncelikle rezervasyon olmadan ziyaretçi kabul etmediklerini belirtelim.

Rezervasyonunuzu yaptırırken ulaşımı kendilerinin de sağlayabileceklerini belirtiyorlar, eğer tercih ederseniz kendilerine ait Laci isimli tekneleri ile sizi boğazın her kıyısından alıp mekana getirebiliyorlar. Evlilik teklifinizi isterseniz sevgilinizin ayakları önüne diz çökerek yapın isterseniz lazer ile denize yansıtın. Siz yapmasanız da etrafınızda böyle teklifler görmeniz muhtemeldir. Bu özel mekanın fiyatları ise biraz yüksek, iki kişilik bir akşam yemeği için minimum 1200 TL ayırmanız gerekebilir.

İstanbul ile ilgili bahsetmediğimiz çok şey var, ancak atlamamamız gereken iki konuya daha değinmeden yazımızı sonlandırmak istemiyoruz.

Bunlardan birincisi ulaşım, diğeri ise konaklama.

İstanbul’a Nasıl Gidilir

İstanbul’a ülkemizdeki tüm havaalanlarından, tüm otobüs terminallerinden ve tüm tren garlarından ulaşım mümkün. Yine yurtdışındaki neredeyse tüm havalimanlarından İstanbul’a doğrudan uçuşlar mevcut.

İstanbul’da biri Anadolu yakasında (Sabiha Gökçen Havalimanı), diğer ikisi de Avrupa yakasında (Atatürk Havalimanı – İstanbul Havalimanı) olmak üzere üç havalimanı mevcut. Fakat Avrupa yakasında uzun yıllardır hizmet veren Atatürk havalimanı, üçüncü havalimanı olan İstanbul havalimanının faaliyete geçmesi ile birlikte sivil uçuşlara kapatıldı. Yurtiçinden ve yurtdışından uçuşlarınızı Anadolu yakası ve Avrupa yakası olarak tercih edebilirsiniz.

Özellikle yurtiçi ulaşım söz konusu olduğunda en çok kullanılan bir diğer ulaşım aracı ise toplu taşıma ile otobüsler. Anadolu yakasındaki Harem otogarı ve Avrupa yakasındaki Esenler otogarına yine aynı şekilde tüm Türkiye’den otobüs seferleri mevcut.

Son yıllarda gelişen teknolojiye ayak uyduran raylı sistemlerimizde İstanbul’a ulaşımda güzel bir alternatif. Şimdilik sadece Ankara – İstanbul arası hizmet veren hızlı trende yine en çok tercih edilen ulaşım araçlarından. Diğer tren garlarından da ulaşım var fakat adından da anlaşılacağı üzere hızlı tren kadar hızlı değiller J

İstanbul İçi Ulaşım Nasıl Sağlanır

İstanbul içinde ulaşım ise birçok alternatif ile sağlanıyor. Metro, Metrobüs, İETT, özel halk otobüsleri, minibüs. Bu saydıklarımız hepimizin bildiği toplu taşıma araçları. Minibüs harici diğer toplu taşıma araçlarında para kabul edilmiyor, bu toplu taşımaları kullanabilmeniz için İstanbul Kart veya akbil sahibi olmanız gerek. Dolmuşlar da farklı bir toplu taşıma alternatifi, taksi gibi size özel değil ancak toplu şekilde taksi kiralamış hissi veren bir ulaşım aracı. Minibüse göre pahalı ancak taksiye göre ucuz.

İstanbul’da Nerede Kalınır

Diğer konu başlığımız olan konaklama içinse alternatifler bir hayli fazla. Burada en büyük belirleyici faktör öncelikle hangi yakayı tercih ettiğiniz, diğer ise hiç şüphesiz konaklama bütçeniz. İstanbul’a gezi amaçlı gelenlerin neredeyse tamamına yakını konaklama için Avrupa yakasını tercih ediyor. Bunun sebebi ise turistik yerlerin ağırlıklı olarak Avrupa yakasında olmasından kaynaklı.

İstanbul Avrupa Yakasında Nerede Kalınır

İstanbul Avrupa yakasında, bütçenize göre oldukça fazla konaklama alternatifleri var. Ancak genelde Sultanahmet, Galata, Taksim ve Eminönü en çok tercih edilen konaklama yerlerinden. Buraların en çok tercih edilmesinin nedeni ise merkezi konumda olmaları, her bütçeye uygun oteller olması ve gezilecek yerlere tramvay ve metro gibi rahat ulaşım araçlarıyla erişilebilmesi. Haritamızı biraz daha genişletirsek, Kabataş’tan, Zeytinburnu’na kadarki tramvay hattı üzerinde olan bütçenize uygun tüm otellerde konaklayabilirsiniz. Otobüs kullanmanız gereken otelleri tercih etmenizi pek önermiyoruz, çünkü zamanınızın büyük kısmı otobüste heba olabilir.

İstanbul Anadolu Yakasında Nerede Kalınır

İstanbul Anadolu yakasında nerelerde konaklanır sorusunun cevabı ise biraz daha karmaşık, sebebi ise metro ağının Avrupa yakası kadar gelişmemiş olması. Daha çok ana arterler üzerinde olan metro üzerinde her noktada otel bulamayabilirsiniz. Bu nedenle şayet Avrupa yakasına da sık sık geçmeyi düşünüyor ancak Anadolu yakasında konaklamak niyetindeyseniz, o zaman Üsküdar, Ümraniye, Kavacık, Beykoz, Kadıköy ve Maltepe semtlerini tercih edebilirsiniz. Bu semtlerin hepsinde metro ağı mevcut, ayrıca deniz araçlarını da kullanma fırsatınız var.

İstanbul’un Tarihi Yapısı

İstanbul tarihi incelendiğinde, Milattan Önce 657’ye kadar dayanan, köklü bir tarihi olduğu görülür. Ancak tıpkı günümüzde olduğu gibi, o dönemlerde de Asya ve Avrupa arasında geçiş noktası olduğu ve Karadeniz’e olan giriş çıkışları kontrol ettiği için, önemli bir konumu vardır.

Bu bakımdan tarihi boyunca Antik Yunanlıların, Perslerin, Makedonyalıların, Romalıların, Doğu Roma İmparatorluğunun, Osmanlıların egemenliğine girmiştir. Ayrıca tarihi dönemler öncesine ait, müzelerde birçok eser de vardır. Tüm bunların birleşmesiyle beraber, İstanbul gezi rehberi blog içerisine bile sığmayacak kadar tarihe sahiptir.

Eskiçağdan günümüze kadar uzanması ve farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olmasıyla, herkese hitap eden bir yapısı bulunmaktadır.

İstanbul’un Kültürel Yapısı

İstanbul tarihi boyunca bahsettiğimiz üzere farklı milletlere ev sahipliği yapmıştır. Bu toplulukların hepsi burada uzun yıllar boyunca yaşamış, bunun sonucunda sadece yapılarını değil kültürlerini de miras bırakmıştır.

Zira şehre her yeni gelen, bir önceki kültürün mirasını kabul etmiş ve onu geliştirmiştir. Bu bakımdan şehirde Antik Yunan eserlerinden Roma’ya, Doğu Roma’dan Osmanlı’ya kadar birçok eseri, kültürü görmek mümkündür. Bu durum yemeklerine, türkülerine ve oyunlarına kadar işlemiştir. Halk arasında hâlâ oynanmakta olan, bazı oyunlar şöyledir;

  1. Halay
  2. Çiftetelli
  3. Roman
  4. Kafkas oyunları
  5. Misket
  6. Horon
  7. Kaşık oyunları
  8. Ermeni halk oyunları
  9. Rum halk oyunları
  10. Zeybek
  11. Karşılama

Yemekleri de tıpkı bu oyunlar gibi renkli bir yapı arz eder. Bunlar her ne kadar çok sayıda olsa da, İstanbul gezi turları içerisine katılırsanız, bunlardan birini de mutlaka tatmanız gerekir;

  1. Ayvalı Yahni
  2. Paskalya Çöreği
  3. Balık Kokoreci
  4. Osmanlı Usulü Tavuk Çorbası
  5. Kavunlu Dondurma
  6. İşkembe Çorbası
  7. Midye Dolması
  8. Çiroz Salatası
  9. Kup Griyesi

Her ne kadar midye dolması farklı illerimizde, ilçelerimizde olsa da, burada ustaların kendine özel tarifiyle yapılır. Dolayısıyla tatmadan ayrılmamanız önerilir.

İstanbul Gezi Rehberi başlıklı içeriğimiz de ilginizi çekebilir.

İstanbul Şehir ve Gezi Rehberi

Muğla Gezilecek Yerler başlıklı içeriğimiz de ilginizi çekebilir.

İstanbul’un Coğrafi Yapısı

Eğer İstanbul’a yerleşmek istiyorsanız İstanbul Şehir ve Gezi Rehberi haricinde coğrafi yapısını da bilmeniz gerekir. Şehir, iki kıtaya yayılmış durumdadır. Bunlar Asya ve Avrupa olarak adlandırılır. Her ne kadar bölgede yüksek dağlar bulunmasa da, engebeli bir yapısı vardır. Arazinin,

  1. Yüzde 70’i plato ve yaylalardan,
  2. Yüzde 16’sı dağlardan,
  3. Yüzde 10’a yakını ise ovalardan ibarettir.

İlde yer alan dereler şöyledir;

  1. Istranca deresi
  2. Karasu
  3. Sarısu
  4. Çakıl deresi
  5. Sazlıdere
  6. Nakkaş deresi
  7. Alibeyköy deresi
  8. Kâğıthane deresi
  9. Göksü deresi
  10. Riva deresi
  11. Hiciv deresi
  12. Sellimandra deresi
  13. Eyrek deresi

Bölgede yer alan göller ise Büyükçekmece gölü, Ömerli Barajı gölü, Terkos gölü ve Alibeyköy baraj gölü şeklindedir.

İstanbul Şehir ve Gezi Rehberi İle İlgili Merak Edilenler

İstanbul’un İlçeleri Nelerdir?

İstanbul içerisinde birçok ilçe vardır. Bunlardan bazıları Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir ve Bayrampaşa gibidir. Ayrıca, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe İstanbul’un ilçelerindendir.

İstanbul’un En Güzel Yeri Neresidir?

İstanbul’a yerleşmek ya da gezi rehberim kapsamında değerlendirmek isteyen birçok kişi en güzel yerinin neresi olduğunu düşünür. Ancak buna bir cevap vermek imkânsızdır. Zira şehir her yerinde farklı bir güzelliğe ev sahipliği yapar. Sultanahmet eşsiz tarihi dokusu ve sokaklarıyla sizi karşılarken, Piyer Loti size unutamayacağınız bir manzara teklif eder. İstanbul’da küçük bir vapur yolculuğu bile size unutamayacağınız anlar yaşatır.

İstanbul’un En Meşhur Şeyi Nedir?

Eğer İstanbul’a gezmek için gelmişseniz, İstanbul turist rehberi kapsamında neleri yiyebileceğinizi de bilmeniz gerekir. Her ne kadar her ilçe farklı tatlara sahip de olsa, bazı ilçelere mutlaka gelip tatmanız gereken lezzetler vardır. Bunlardan bazıları, Ortaköy’de kumpir, Eminönü’nde teknelerde sunulan balık ekmek, Beyoğlu’nda ıslak hamburger, profiterol ve kokoreç, Sarıyer’de börek, Sultanahmet içerisine köfte, Çengelköy içerisinde salatalık, Vefa’da boza, Kanlıca’da yoğurt, Gibidir.

İstanbul’un Plaka Kodu Nedir?

Ülkemizde birçok kişi illerin plaka kodlarını da merak eder. Bu bakımdan İstanbul incelendiğinde birçok sayı okunduğu için bir karışıklık da meydana gelir. Bunun temel sebebi, şehirde kendi plakası olmayan çok sayıda aracın da bulunmasıdır. Ancak İstanbul’un kendi plakası 34’tür. Bunu görürseniz o araç İstanbul’dan alınmış demektir. Ancak sahibinin oralı olmayabileceği bilmelisiniz.

İstanbul’un Telefon Kodu Nedir?

Ülkemizde her il alan koduna sahiptir. İstanbul için farklı kodlar kullanıldığı için, İstanbul’un telefon kodu büyük bir soru işareti bulundurmaktadır. İstanbul iki ayrı yakada olduğu için, bu numaralar da buna göre ayarlanır. Eğer arayacağınız yer Anadolu bölgesinde ise 216 çevrilir. Ancak Avrupa içerisinde bulunuyorsa 212 çevrilir. Şayet İstanbul’dan telefon alırsanız, bu kodlar arayan yerin hangi kıtada olduğu hakkında bilgi verir.

İstanbul’un İklimi Nasıldır?

Eğer İstanbul’a yerleşecekseniz, İstanbul’un iklimi hakkında da bilgi sahibi olmanız gerekir. Kışlar İstanbul’da yağışlıdır ve bazen kar görülebilir. Ancak fazla soğuk değildir. Bununla birlikte sert rüzgârları olabilir. Yaz ayları geldiğinde ise kurak ve sıcak günler yaşanır. Kışın ortalama sıcaklık 8 ile 10 arasında hissedilir. Bahar aylarında 20 dereceyken, yaz ortalaması 30’a kadar çıkabilir.

İstanbul dünyadaki tüm şehirler arasın da özel bir yere sahiptir. Yukarıda listelemeye çalıştığımız yerlerin dışında daha yazamadığımız onlarca tarihi ve güzel mekanlar bulunmakta. Fakat ne bunlar yazmakla biter ne de İstanbul gezmekle.

İstanbul’u gezerek bitirmek bir şekilde mümkün olsa da, İstanbul’a doymak asla mümkün değildir. Gelen turistlerin bile defalarca gelmek istediği, yerli halkınsa her fırsatta her özel yerini tekrar tekrar gezdiği bu güzide şehir 3000 yıldır koruduğu popüleritesini yine bin yıllarca koruyacak gibi görünüyor.

[alert-note]İstanbul Gezi Rehberi başlıklı yazımız ilginizi çektiyse İstanbul Gezilecek Yerler yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. Bizi İnstagram üzerinden @yaz_tatilii adresinden takip edebileceğinizi unutmayınız.[/alert-note]

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık