Şeyh Mes’Ud Türbesi – Şanlıurfa

seyh_mes___ud_turbesi___sanliurfa.jpg

Şanlıurfa’nın tarihî ve kültürel mirasını zenginleştiren yapılarından biri olan Şeyh Mes’ud Türbesi, şehrin tarihi dokusunda önemli bir yere sahiptir. Bu türbenin özellikleri ve tarihçesi, Anadolu’nun İslamlaşma sürecine ışık tutar niteliktedir.

Tarihi Kökeni ve Mimari Yapısı

Şeyh Mes’ud Türbesi, Şanlıurfa’daki türbelerin en eski tarihlisidir ve aslında dört eyvanlı kapalı Selçuklu medreseleri tarzında inşa edilmiş bir medrese yapısıdır. Doğudaki eyvanın alt kısmındaki odada Şeyh Mes’ud’un mezarı bulunmaktadır. Aynı zamanda eyvan içerisinde de sandukası yer almaktadır. Türbenin mimari yapısı, dönemin Selçuklu dönemi medrese mimarisinin özelliklerini taşımaktadır.

Şeyh Mes’ud ve Hizmetleri

Şeyh Mes’ud, Anadolu’nun İslamlaşmasını ve halkın mezheplerle tanışmasını sağlayan önemli bir İslam alimidir. Hoca Ahmet Yesevi’nin halifelerinden biri olan Şeyh Mes’ud, Nişabur’dan Anadolu’ya gelerek halka İslamiyeti öğretmekle görevlendirilmiştir. Uzun yıllar Urfa’da Müslümanlığa hizmet etmiş ve saygı görmüş bir evliyadır.

Tarihi Sarnıç ve Kitabe

Yapının 100 metre kadar batısında bulunan sarnıç, Nişaburlu Said Hengel’in oğlu Mes’ud tarafından 10 Receb 579 (Miladi 30 Ekim 1183) tarihinde oyulmuştur. Sarnıcın yanındaki kaya üzerine yazılmış Arapça kitabede ise şu ifadeler yer almaktadır: “Bu sarnıç, Nişaburlu Said Hengel’in oğlu Mes‘ud tarafından oyulmuştur. Kim Allah’ı yardıma çağırırsa, Allah ona ve bütün Müslümanlara yardım ve merhamet etsin.”

Sonuç

Şanlıurfa’nın tarihî ve kültürel değerlerinden biri olan Şeyh Mes’ud Türbesi, mimari yapısı ve içerdiği tarihi detaylarla ziyaretçilerini etkilemektedir. Şeyh Mes’ud’un hizmetleri ve türbenin tarihi, bölgenin İslamlaşma sürecindeki önemini vurgulamaktadır. Türbe, Şanlıurfa’nın kültürel ve dini mirasına büyük katkı sağlamaktadır.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık