Son dönemlerde çok sayıda yerli ve yabancı turistlerin Tunceli gezilecek yerler hakkında araştırma yaptığını duymaktayız. Doğu Anadolu’nun birçok bölgesinde olduğu gibi burada da çok sayıda doğa harika yerler, tarihi ve kültürel yapılar bulunmaktadır. Tarihte bilinen ilk yerleşim alanlarından birisi olan Anadolu’da bulunması birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına yol açmıştır. Bu da beraberinde köklü bir geçmiş ve devasa boyutlarda tarihi ve kültürel miras biriktirmesine imkan tanımıştır.
Doğal sınırlarla kuşatılmış olan Tunceli, oldukça yüksek bir bölgededir. Bu da yoğun bir kar ve kış koşullarının yaşanmasına yol açmaktadır. Tamamıyla Fırat Havzasında kalan şehirde, Doğu Toros Dağlarının kuzey, kuzey doğu ve kuzey batı istikametinde yükseldiğini görmekteyiz.
Aşılması oldukça çetin olan bu dağlar, ülkemizin doğu ucu olan Iğdır Ovası’ndan başlayıp Erzincan Ovası’na kadar uzanan oldukça verimli topraklarla bütünleşememiştir. Zaman zaman yüzey suları ve bölgedeki gür akarsularla derince oyularak yüksek platoların oluştuğu bölgede vadiler ise oldukça dar ve dik bir konumdadır.
Vadi tabanlarında ise ovaların oluşmadığı görülmektedir. Şehrin etrafını adeta çevreleyen dağlar, Tunceli ili topraklarının yaklaşık % 70’ini oluştururken % 25’ini platolar ve kalan % 5’lik kısmını ise düzlüklerin ve ovaların oluşturulduğu görülmektedir.
Coğrafi olarak bakıldığında Tunceli gezilecek yerler bakımından oldukça zengindir diyebiliriz. Tunceli merkez ve Ovacık ilçesi arasında kalan Munzur Vadisi’nde 42 bin hektarlık alan Milli Park olarak ilan edilmiştir. Ülkemizdeki en büyük milli parklardan birisi olan burada çok sayıda akarsu kaynağı, gözeler, endemik bitki ve hayvan türleri ile çok sayıda bölgeye has diğer doğal güzellikler bulunmaktadır. Bölgede sert karasal iklim hüküm sürdüğünden buna uygun olarak çeşitli bitkiler ve hayvanlar bölgede zengin bir yaşam alanı oluşturmaktadır.
2020 verilerine göre nüfusu 83.443 olan Tunceli; Çemişgezek, Hozat, Mazgirt, Nazımiye, Ovacık, Pertek ve Pülümür olmak üzere 7 ilçeye sahiptir. Şehirde sanayicilik oldukça düşük seviyelerde seyrederken halkın büyük bir çoğunluğu geçimini hayvancılık ve tarımsal faaliyetlerden sağlamaktadır.
Tunceli Gezilecek Yerler Listesi
Köklü bir geçmişe sahip bu şehir için hazırlamış olduğumuz Tunceli gezilecek yerler listesine göz atarken hayranlığınızı gizleyemeyeceğiniz birçok yerle karşılaşacaksınız. Bu topraklarda hüküm süren her bir medeniyet sayısız tarihi ve kültürel miras bırakmış diyebiliriz. Bölgenin iklim koşulları sert karasal olduğu için ziyaret etmek için Mayıs ayından itibaren yaz aylarının tercih edilmesini öneririz. Zira kış günlerinde bazı zamanlarda ulaşımda aksaklıklar yaşanmaktadır. Birçok köy ve belli başlı kara yollarında ulaşım bir süreliğine tamamen durma noktasına gelmektedir.
Doğu bölgemizde hızla gelişmekte olan illerimizden birisi olan Tunceli, aynı zamanda turizm olanakları ile de bu gelişime hız katmaktadır diyebiliriz. Uzun süre bölgede baş gösteren terör olaylarının bitmesiyle birlikte adeta çiçek açan bölgede gezilip görülmeye değer birçok yer turizme kazandırılarak ziyarete açılmıştır. Giderek artan ziyaretçi sayısı bölgeye yeni bir hareketlilik ve canlılık getirmektedir. Şimdi Tunceli gezilecek yerler arasından seçip derlediğimiz tarihi ve turistik yerlere hep birlikte bir göz atalım.
- Koç-Koyun Biçimli Mezar Taşları
- Pertek Kalesi
- Ergen Kilisesi
- Tahar Köprüsü / Yusuf Ziya Paşa Köprüsü
- İn Delikleri / Derviş Hücreleri
- Mazgirt Kalesi
- Derun-i Hisar Kalesi / Sağman Kalesi
- Gelin Odaları ve Mağaraları
- Çemişgezek Kalesi
- Elti Hatun Cami
Koç-Koyun Biçimli Mezar Taşları
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Tunceli’deki en önemli tarihi ve kültürel mirasların başında Koç-Koyun biçimli mezar taşları gelmektedir. Akkoyunlular dönemindeki Türkmen geleneğine dayanan bu heykellerin büyük bir çoğunluğu ayaktadır. Bölgede bulunan eski mezarların büyük bir çoğunluğu ya köylerin üst taraflarında yüksekçe bir yerde ya da bir tepe üzerinde yer almaktadır. Bu mezarlarda yer alan motifler ve mezarların şekilleri gelenek ve göreneklerin yanı sıra ait olduğu dönemdeki dini inanışları yansıtmaktadır. Koç ve koyun şeklindeki Türkmen mezar taşlarında ise daha çok kılıç, bıçak, kalkan, sadak, hançer gibi savaş aletleri ve dokuma tezgahı, herek, şiş ve çatal gibi aletlere ait kabartmalar göze çarpmaktadır. Buradaki figürler bir süsten ziyade mezardaki kişinin toplumsal konumuna, cinsiyetine veya mesleğine göre işlenmiştir.
Koç-Koyun Biçimli Mezar Taşları Nasıl Gidilir?
Tarihte ve dünya üzerinde eşine az rastlanacak türden olan koç-koyun biçimli mezar taşları nasıl gidilir diye içinizde bir kıpırdanma mutlaka olmuştur. Bu eserleri görebilmek için verebileceğimiz sabit bir adres bulunmamaktadır. Tunceli ilinin birçok ilçesinde ve bölgesinde bu tür mezarlara rastlamak mümkündür. Örnek olarak Hozat-Uzundal Köyü Mezarlığı, Mazgirt-Gelincik Köyü Mezarlığı, Pertek-Kayabağ Köyü-Hırhal Mezrası Mezarlığı, Nazımiye-Bostanlı Köyü-Zeve Mezrası Mezarlığı, Ovacık-Kozluca Köyü Mezarlığı ve Pülümür-Salkımözü Köyü Mezarlığını dile getirebiliriz.
Pertek Kalesi
Henüz kesin yapılış tarihi bilinmeyen Pertek Kalesi, en son Osmanlılar döneminde bakım yapıldıktan sonra günümüzde Keban Baraj Gölü suları içerisinde kalmıştır. Bir adayı andıran görüntüsüyle Tunceli gezilecek turistik yerler arasında öne çıkmaktadır. İç içe tasarlanmış 2 surdan imar edilmiş olan kalenin bu surları arasında yapısal kalıntılara rastlanmaktadır. Kalenin güney tarafında yontma taşlar arasına dizilmiş kırmızı sert tuğlalar ve aralarına serpiştirilmiş mavi çinilere rastlanılmaktadır.
Pertek Kalesi Nasıl Gidilir?
Bölgedeki önemli tarihi yerlerden birisi olan Pertek Kalesi nasıl gidilir sorusu ile sıkça karşılaşmaktayız. Kaleye ulaşmak için Pertek ilçe merkezine varmak yeterlidir. İlçe merkezden araçlarla kaleye rahatlıkla ulaşılabilmektedir.
Ergen Kilisesi
Bölgedeki en eski kiliselerden birisi olan Ergen Kilisesi ne zaman yapıldığına dair herhangi bir bilgi şu anda bulunmamaktadır. Kilise benzerlerine nazaran daha büyük bir yapıda olduğu için yapıldığı dönemde önemli bir ibadethane olduğu düşünülmektedir. Duvarlarının büyük bir kısmı halen ayakta olmasına karşın tavanı çökmüştür.
Ergen Kilisesi Nasıl Gidilir?
Tunceli’deki en büyük ve en eski kiliselerden birisi olan Ergen Kilisesi nasıl gidilir diye aklınıza takılıyorsa öncelikle Hozat ilçesine gitmeniz gerekmektedir Pertek yolu üzerinden ayrılan Geçimli Köy yolu takip edilerek kilisenin bulunduğu alana varılabilir.
Tahar Köprüsü / Yusuf Ziya Paşa Köprüsü
Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılan Tahar Köprüsü/ Yusuf Ziya Paşa Köprüsü Osmanlının son dönemlerinde inşa ettirilmiştir. Kitabesinde yer alan bilgiye göre 1807 tarihinde yaptırılan köprünün bir başka kaynakta 1902 yılında Diyarbekir Valisi Akif Paşa tarafından onartıldığı yer almaktadır. Tek sivri kemeri bulunan köprü Tunceli gezilecek önemli yerler arasında gösterilmektedir. Kesme taşlardan yapılmış köprünün üst kısmında her iki tarafında da yaklaşık 70 cm yüksekliğinde korkulukları bulunmaktadır. Yüksekliği 9 metre olan köprünün uzunluğu 55 m iken döşeme uzunluğu da30 m kadardır. Günümüzde halen kullanılabilir haldedir.
Tahar Köprüsü / Yusuf Ziya Paşa Köprüsü Nasıl Gidilir?
Tarihi Tahar Köprüsü/Yusuf Ziya Paşa Köprüsü nasıl gidilir diye merak edenlerin Çemişgezek ilçesine ulaşması yeterli olacaktır. İlçe merkezden köprünün bulunduğu alana ulaşmak son derece kolaydır.
İn Delikleri / Derviş Hücreleri
Tahar Çayı Vadisi’nce uzanan sarp kalker kayalarda yer alan İn Delikleri / Derviş Hücreleri buradaki kayalıkların oyularak konut amacıyla şekillendirilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 20 civarında odalardan oluşan bu yapıların kimler tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bilgi bulunmamaktadır.
Üç katlı sıralı odaların ve bu odaların aydınlatılması amacıyla yapılmış büyük pencerelerinin yanı sıra uzun koridorlarından oluşan yapılarda sızan suların toplanması için sarnıçlar dahi bulunmaktadır. 1.7 m derinliğe sahip odaların genişliği 2.5 m kadardır.
Odaların üst kısımlarına çıkabilmek için merdivenler yapılmış ve darca bekleme yerinden yine merdivenle uzunca bir koridora ulaşılmaktadır. Kimler tarafından yapıldığına dair net bir bilgi olmamasına karşın kuvvetli tahminler Urartulara ait olduğunu göstermektedir.
Bölgeyi turizme kazandırma çabalarının sonuç vermeye başlaması ile birlikte Tunceli gezilecek turistik yerler bakımından ön sıralara doğru hızla yükselmeye başladığını görmekteyiz. Ayrıca doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
İn Delikleri / Derviş Hücreleri Nasıl Gidilir?
Bölgenin gizemli yerlerinden birisi olan İn Delikleri / Derviş Hücreleri nasıl gidilir diye merak edenler öncelikle Çemişgezek ilçesine varmak gerekir. İlçeye vardıktan sonra Tahar Vadisi’ne ulaşıp köprüyü geçtikten sonra yaklaşık 20 dakikalık yürümenin ardından İn Delikleri’ne ulaşılabilmektedir.
Mazgirt Kalesi
Yapılan araştırmalar neticesinde Urartular tarafından M.Ö. 4. Yüzyılda yapıldığı ortaya çıkan Mazgirt Kalesi, ilçeye hakim oldukça yüksek bir tepeye inşa edilmiştir. Bir mağara yolu ile ulaşılabilen kaleye çıkarken 40 basamaklı bir merdivenden de geçmek gerektedir. Tunceli gezilecek tarihi yerler arasında sayabileceğimiz kalenin büyük bir kısmı yıkılmış olup kalıntılar arasında yel değirmeni ve köşk olduğu düşünülen parçalar bulunmaktadır.
Mazgirt Kalesi Nasıl Gidilir?
Civardaki kaleler arasında kalıntıları günümüze kadar ulaşabilen nadir yapılandan olan Mazgirt Kalesi nasıl gidilir diye merak ediyorsanız ilk olarak Mazgirt ilçe merkezine ulaşmalısınız. Buradan da kalenin bulunduğu alana rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Derun-İ Hisar Kalesi / Sağman Kalesi
Evliya Çelebi’den nakledilen bilgiye göre Derun-i Hisar Kalesi / Sağman Kalesi Diyarbakır Artukoğulları döneminde bu sülaleye mensup bir Türkmen Beyi tarafından yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda ise Mengücekliler tarafından yaptırıldığına rastlanılmaktadır. Ne zaman yaptırıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamasına karşın 12. Veya 13. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Askeri amaçla inşa edilen kalenin batı ve güney yamaçlardaki surları günümüze kadar gelmiştir.
Derun-İ Hisar Kalesi / Sağman Kalesi Nasıl Gidilir?
Pertek İlçesi Sağman Köyü yakınlarında bulunan Derun-i Hisar Kalesi / Sağman Kalesi nasıl gidilir diye merak ediyorsanız Pertek ilçesine vardıktan sonra buradan Sağman Köyü’ne hareket eden minibüsler veya özel araçlar yardımıyla ulaşabilirsiniz.
Gelin Odaları ve Mağaraları
Urartular döneminde oyma kayalar şeklinde yapılan Gelin Odaları ve Mağaraları, Tunceli’de gezilip görülebilecek yerlerden birisidir. Suçluların cezalandırıldığı bir zindan ve kral tahtının bulunduğu mağaradan aşağıya doğru inen oyma taş merdivenler bulunmaktadır. Bu yolu takip edilerek Hanım Köprüsü’nün altından geçen çaya, oradan da gizli bir geçide geçildiği söylenmektedir.
Gelin Odaları ve Mağaraları Nasıl Gidilir?
Tunceli’de yer alan ilginç yapılardan birisi olan Gelin Odaları ve Mağaraları nasıl gidilir diye soruyorsanız ilk olarak Pülümür ilçesine varmanız gerekmektedir. Merkezde yer alan bu yapılara kolayca ulaşabilirsiniz.
Çemişgezek Kalesi
Tarihi dokusu ile günümüze çok az bir kısmı ulaşabilen Çemişgezek Kalesi, Tahar Çayı yakınlarında yüksekçe bir tepede yer almaktadır. Moloz ve kesme taşlar kullanılarak yapılan bu kalenin ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiğine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Çemişgezek Kalesi Nasıl Gidilir?
Akıp geçen zamana karşı pek direnememiş olan Çemişgezek Kalesi nasıl gidilir sorusuna cevap olarak ilçe merkezine varmanız yeterlidir diyebiliriz. Çemişgezek ilçe merkezinde yer alan kale, bölgeye hakimce bir konumda olduğundan kendisini hemen belli etmektedir.
Elti Hatun Cami
Günümüze kadar ulaşan fakat birisi okunmayacak kadar tahrip olan iki kitabesinden okunabildiği kadarıyla Elti Hatun Camii dönemin Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Elti Hatun adına yaptırılmıştır. Dikdörtgen bir plan şeklinde tasarlanmış olan caminin tamamında kesme taş kullanılmıştır.
Elti Hatun Cami Nasıl Gidilir?
Tunceli gezilecek tarihi yerler arasında önemli bir yeri olan Elti Hatun Cami nasıl gidilir diye emrak ediliyorsa ilk olarak Mazgirt ilçesine gitmek gerekir. Burada ilçe merkezinde yer alan camiye kolaylıkla ulaşılabilmektedir.
Tunceli Tarihi
1968 – 1970 yılları arasında, Keban Baraj Gölü altında kalmış olan Sakyol (Pullur) Höyüğünde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde Tunceli tarihi hakkında önemli bulgulara ulaşılmıştır. Bu bulgulara göre bölgedeki yerleşik yaşam belirtileri Kalkolitik Çağda M.Ö. 5500lere kadar uzanmaktadır.
Çemişgezek ilçesi yakınlarındaki bölgede kaleleri andıran evler, dibekler, ocaklar, çeşitli öğütme araçları, tunçtan imal edilmiş kazma ve iğne gibi eşyalara rastlanılmıştır. Bu da o zamanki insanların bölgede madeni kullanabildiklerini ve çiftçilikle uğraştıklarını göstermektedir.
Hurri-Mitanni veya İşuva olarak adlandırılan bölgedeki yazılı tarihin Subarrularla M.Ö. 2200lerde başladığı bilinmektedir. Daha sonra Hurrilerin hakimiyetinin görülmeye başlandığı bölgeye III. Tuthalya döneminde İşuva adı verildiği Hitit belgelerinde yer almaktadır.
Döneminin en büyük medeniyetlerinden birisini kuran Hititlilerin M.Ö. 1375-1335 yılları arasında Tunceli’ye kadar gelerek bu coğrafyalarda hüküm sürdükleri kayıtlarda yer almaktadır. M.Ö. 1200lerde ise Hititlilerin yıkılmasıyla birlikte bölgede Urartuların egemen olmaya başladığı görülmektedir.
Bu durumu gösteren tarihi belge ise Mazgirt ilçesindeki kalede yapılan çalışmalarda bulunan çivi yazılı belge olmaktadır. Bu dönemde orada yaşayan kavme Muşki adı verilmektedir.
M.Ö. 7 .asırda önce Medlerin ardından da Perslerin hakimiyet kurduğu bölge Büyük İskender tarafından fethedilerek Makedonya Krallığı’nın bir parçası olmaya başlamıştır. Makedonların yıkılmasını takip eden süreçte ise M.Ö. 17 yılında bölgede artık Romalıların hakimiyeti görülmeye başlamıştır.
Bir süre Partların elinde tuttuğu bölge M.S. 2. Yüzyılda yeniden Romalıların hakimiyetine girerek Kappadokia Eyaleti’ne bağlı bir yerleşim birimi haline getirilmiştir. Roma İmparatorluğunun ayrılmasından sonra Doğu Roma (Bizans) sınırlarında kalan coğrafya 7. Yüzyılda Roma Mezopotamya’sı adıyla Tehema (il olarak)’da yer almaya başlamıştır.
Dönem dönem Sasanilerle Doğu Romalılar arasında giden gelen bölge M.S. 639 yılında İslam Devleti’nin Halifesi Hz. Ömer döneminde fethedilerek bir İslam beldesi haline gelmiş ve Arapların hakimiyetine girmiştir. Müslümanlarla Bizanslılar arasında büyük mücadelelere sahne olan coğrafya 972 yılında yeniden Bizans hakimiyetine girmiştir.
1071’de Büyük Selçuklu Devleti’yle Bizans arasında gerçekleşen ve tarihin akışını değiştiren en önemli olaylardan birisi olan Malazgirt Savaşı, Anadolu’nun kapılarını Türklere açan bir zafer olarak kayıtlarda yerini almıştır. Bu tarihten itibaren akın akın Anadolu’ya gelen Türk boyları ve obaları bölgedeki birçok yerde olduğu gibi Tunceli’de de hakimiyet kurmaya başlamıştır.
1087 yılı Tunceli tarihi için artık bir dönüm noktası olmuş ve bölge tamamen bir Türk yurdu haline gelmeye başlamıştır. 1243 Kösedağ Savaşı’nda Moğolların Selçukluyu mağlup etmesinin ardından Anadolu’da Moğol istilası baş göstermeye başlamış olup Tunceli de bundan nasibi almıştır.
Kısa süre sonra istilayı kabul etmeyen Türkmen boylarının ve obalarının başlattığı mücadele sonucunda Anadolu’da kırılan Moğol hakimiyeti sonrası tüm coğrafyada bağımsız beylikler ortaya çıkmaya başlamıştır.
Tunceli ve civarında ise Mengücekliler hüküm sürmeye başlamış olsa da bir süre sonra Akkoyunlular tarafından bölge hakimiyetleri altına alınmıştır. Ta ki 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde Akkoyunlulara karşı kazanılan Otlukbeli Savaşı’na kadar.
Bu savaştan zaferle arılan Osmanlı birçok Akkoyunlu toprağında olduğu gibi Tunceli’de de hakimiyet kurarak bölgeyi idaresi altına almıştır. Kısa bir süre Safevilerin kontrol altına aldığı bölge 1514’te Yavuz Sultan Selim döneminde Çaldıran Savaşı sonrasında ise bir daha çıkmamak üzere kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
1847 yılında Dersim Livası olarak Hozat merkezli bir sancak yapılarak Erzurum’a bağlanmış olan bölgede Tunceli tarihi farklı bir kulvara girmiş olmaktadır. Dersim adıyla il olan bölge 1886’da Mutasarrıflık yapılmış ve 1892’de yeniden sancak konumuna getirilerek Mamurat-ül Aziz (Elazığ) iline bağlanmıştır.
Günümüzde Tunceli’nin bir ilçesi olan Hozat cumhuriyetin ilanıyla beraber Dersim Vilayeti olarak anılmaya başlamıştır. 25 Aralık 1935’te ise Hozat, Mazgirt, Pertek, Ovacık, Çemişgezek, Pülümür ve Nazımiye ilçelerinden müteşekkil Tunceli Vilayeti teşkil edilmiştir. Bir süre Kalan il merkezli olarak kayıtlarda geçen şehrin adı Mustafa Kemal Atatürk tarafından Tunceli olarak değiştirilmiştir. Tunc gibi sağlam insanların yaşadığı bölge anlamına gelen Tunceli, bu tariften itibaren yeni adıyla anılmaya başlamıştır.
Tunceli Yöresel Yemekleri
Ülkemize doğu mutfağının özelliklerini en iyi yansıtan örnekleri arasında Tunceli yöresel yemekleri gözü kapalı gösterilebilmektedir. Tarım ve hayvancılığın ağırlıkta olduğu coğrafyada yapılan yemeklerde de benzer izler görülmektedir. Bu nedenle yemeklerde genel olarak tahıl ve et görmekteyiz. Lafı fazla uzatmadan birçok yemek arasından özenle seçtiğimiz Tunceli yöresel lezzetleri ile sizleri baş başa bırakalım.
- Mahluta Çorbası: Yarma, mercimek ve sudan oluşan Mahluta çorbası oldukça doyurucu bir özelliğe sahiptir. Tüm malzemelerin birlikte kaynatılmasından sonra kaynar halde iken üzerine önceden kızdırılmış tereyağı dökülerek servise hazır hale getirilir.
- Dövme Pilavı: bölgedeki en meşhur lezzetlerden birisi olan Dövme Pilavı harika tadının yanı sıra doyurucu özelliğiyle de ön plana çıkmaktadır. Bazen ana yemeklerin bazen de et yemeklerinin yanında bolca tereyağı ile yapılarak tüketilmektedir.
- Dövme Çorbası: Yoğun bir kıvama sahip olan Dövme Çorbası bölgede döğme çorbası olarak da anılmaktadır. Çorbanın doyuruculuğu ve lezzeti bölgede yetişen ve içeriğinde ana madde olarak kullanılan buğdaydan gelmektedir. Kızartılmış biber ile birlikte bayram sofralarının vazgeçilmezlerinden birisi olmaktadır.
- Haşıl: Anadolu’nun birçok yöresinde benzerlerine rastlanan Haşıl, buğur, tereyağı, süzme yoğurt be sudan oluşmaktadır. Haşlanan bulgur süzme yoğurtla karıştırıldıktan sonra ortası açılarak buraya bolca tereyağı ilave edilerek servise hazır hale getirilir.
- Babuko: Yapımı oldukça zahmetli olmasına karşın Tunceli mutfağının vazgeçilmezlerinden birisi olmaktadır Babuko. Un tuz ve sudan oluşan hamur tepsiyle fırınlandıktan sonra içi oyularak ufak parçalar haline getirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve bolca tereyağlı sos yapılarak dökülür ve tüketime hazır hale getirilir.
- Hazırlop Köftesi: Culbant köftesi olarak da bilinen Hazırlop Köftesi, bölgedeki en meşhur lezzetlerden birisidir. El değirmeninde çekilen mercimek ve cılbantın ıslanmasıyla başlayan lezzete daha sonra sun, soğan ve maydanoz gibi malzemeler eklenerek yoğurulur. Daha sonra köfte şeklinde sıkılarak kazanda pişirilir. Üzerine de yağda eritilmiş kırmızıbiber eklenerek servis edilir.
- Mumbar Dolması: Bumbar olarak da bölgede tanınan mumbar dolması, koyun bağırsağından yapılmaktadır. İsteğe göre etsiz veya etli olarak özel baharatlarıyla hazırlanmaktadır. Pişmesi uzun vakit alsa da tüketilmesi tam tersine kısa sürmektedir.
- Dut Tatlısı: Tunceli civarında bolca yetişen karadut, dut tatlısı olarak da oldukça revaç görmektedir. Taze dutların yanı sıra çilek, irmik, süt gibi malzemeler de eklenerek tatlısı hazırlanmaktadır.
Tunceli gezilecek yerler başlıklı yazımızda siz değerli okurlarımıza gezilecek tarihi, turistik ve önemli yerlerden bahsetmeye çalıştık. Şehrin tarihçesinin yanı sıra yöresel lezzetlerini de araştırarak beğeninize sunduk. Tunceli’ye dair öne çıkanları okuduğunuz bu yazımızda yer alanların çok daha fazlasını şehirde dolaştığınızda rahatlıkla görebileceksiniz.