Artemis Tapınağı
  1. Anasayfa
  2. İzmir

Artemis Tapınağı

0

Artemis Tapınağı, Selçuk Kalesi’nin bulunduğu Ayasuluk tepesinin güneybatısında yer almaktadır. Eski yazarlar tarafından Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilmiştir. Bugün Efes turlarında, tamamı mermerden yapılmış ve yontulmuş sütun başlıkları dolu Helenistik Çağ’a ait bu muhteşem eserin temellerinin ancak kalıntılarını görebilirsiniz.

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı Tarihçesi ve Planı

Dünyada bulunan en büyük tapınaklardan biri olan bu eser, orijinalinde tanrıça Artemis’e ithaf edilmiştir. Anadolu’da bulunan Efes ve Menderes Magnesia Artemis tapınaklarında olduğu gibi, Sardeis Artemis tapınağı da batıya doğru bakmaktadır. Tapınağın iki adet sütunu antik dönemden günümüze kadar, olduğu gibi hiç değişikliğe uğramadan koruna gelmiştir.

Pers Dönemi: Pers dönemine ait bir tapınak izlerine karşılaşılmamasına rağmen, burada Artemis Kutsal öneme sahipti Artemis yapısından söz eden Lidya dilindeki Pers dönemine ait yazıtlar ve baş yapıtlar bu kutsal alanda ortaya çıkarılmıştır.

Hellenistik Dönem: Tapınağın yapımına ilk olarak, Hellenistik dönemde, MÖ 3. yüzyılda başlanmış olup, sadece ana bina bu dönemde tamamlanmıştır. Binanın çatısı, iki sıra iç sütunlarla desteklenmekteydi. Binayı çevreleyen dış sütunlar ise planlanmış ancak inşa edilmemişti.

Roma Dönemi: Roma İmparatorluğu zamanında, tapınağın binası, inşa edilen büyük bir duvar ile iki eşit parçaya bölünmüştür. Doğu duvarına açılan yeni bir kapı ile yapı sırt sırta dayalı çift binalı bir tapınağa dönüşmüştür. Büyük bir olasılıkla bu, Artemis tapınağı yanında İmparatorluk kültünün de yer alması için yapılmıştır. İç sütunlar kaldırılmış ve imparatorlar ile eşlerine ait devasa büyüklükteki heykeller doğu binaya yerleştirilmiştir. Aynı dönemde, doğu kısımında dış sütunların yapımına başlanmıştır. Doğu kısımında, yer alan sütunlar dikilmiş ancak bitirilmemiştir. Uzun kuzey ve güney kanatlarda ise, sadece sütunların temelleri atılmış, batı kanadında ise sütunların inşasına bile başlanmamıştır.

Geç Roma ve Bizans Dönemleri: Artemis kültünün gözden düşmesinin sebebi pek iyi anlaşılamamıştır. Roma yönetiminin, MS 4. yüzyıldan itibaren Hristiyanlığı kabul etmesi pagan kutsal alanlarının kapanmasına yol açmıştır, ancak bu binanın kullanımı devam etmiştir. Tapınağın doğusunda yer alan küçük kilise MS 5. yüzyılda inşa edilmiş ve tapınağın doğu girişine haç resimleri ve “ışık,” “hayat” gibi hristiyanlığı temsil eden sloganlar kazınmıştır. 7. yüzyıldan başlayarak bina yıkık hale gelmiş ve mermerleri yakılarak kireç haline dönüştürülmüş veya devşirme olarak kullanılmıştır.

1750, 1882 ve 1904 yıllarında belirli ölçüde yapılan kazılardan sonra 1910 ila 1914 yılları arasında Howard Crosby Butler tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, tapınak ortaya çıkarılmıştır.

Artemis Tapınağı Nasıl İnşa Edildi?

Artemis Tapınağı 800 yıl boyunca kullanılmasına rağmen, hiçbir zaman tamamlanmamıştır ve yapının bitirilmemiş bölümleri insana aldatıcı bir görünüm vermektedir. Örneğin, tapınağın tek tamamlanmış sütunları eserin doğusunda yer alan yüksek tabanlar üstündekilerdir. Bunların narin oranları, keskin formları ve düzenli biçimleri, diğer sütunların kaba, biçimsiz ve özensizce tasarlanmış yüzeylerinin, ileride bitirilmiş olsalardı son durumlarının nasıl olacağını göstermektedirler. Binanın bitirilmemiş kısımlarından, taş ustalarının tapınağı nasıl tasarlandıkları, sutunları nasıl işledikleri ve nasıl kaldırıp yerlerine koydukları daha iyi algılanmaktadır. Dahası, farklı inşaat teknikleri, tapınağın değişik bölümlerinin Hellenistik veya Roma dönemlerine ışık tutmaktadır. Tapınağın kusursuz yapısı ve inşaatı, antik yapı ustalarının deneyimli mesleki yükümlülüklerini açıklar ki, bu da bugün tapınağı ziyaret edenler için bir ilham perisidir. Artemis Tapınağı’nın ilham veren yapım aşamaları şu şekildedir.

  1. Ocak: Tapınağın mermerleri, tapınağın güneyindeki ocaklardan gelmektedir. Sütunların yüzeyleri, nakliye sırasında oluşabilecek hasarlardan korumak amacıyla, yontulmamış bir durumda tapınağa getirilmiş ve yerlerine konulduktan sonra işlenmeye başlamışlardır. Mermer üzerindeki işlemeler dikkatlice yapıldıktan sonra, bu alan uygun kesilmiş tıpalar ile ya da tamirat yuvaları ile özenle doldurulmaktaydı.
  2. Kaldırma: Ağır sütunları kaldırma yöntemlerinden biri, sütunun ortasında bulunan ve yukarı doğru daralan yuvaya uygun demir kilitlerin kullanılmasıdır. Bu tip kaldırma teknikleri Hellenistik sütun başlıklarında ve Roma sütunlarının çoğunda görülmektedir. Günümüze korunagelen, en büyük boyuttaki tüm Roma dönemine ait sütun, orijinalde 23.2 ton ağırlığındaki, Roma kiriş sütunudur, özel yapılmış bir vinç kullanılarak, 18 metre yüksekliğe yerleştirilmiştir.
  3. Yerleştirme: İstenilen yüksekliğe kaldırıldıktan sonra, sütunlar asıl yerlerine konmak üzere, kanırtma yuvalarına sokulan manivela yardımı ile yerleştirilirdi.
  4. Birleştirme: Sütunlar birbirlerine harçsız olarak kenetlenirdi ve zıvanalar kullanılarak bağlanırlar. Hellenistik çatı ve parçalar demirden yapılmış; demirin paslanmasını önlemek için, kurşunla ezerek birleştirilmiştir. Roma kesimlerinin çoğun da demir kenetler için yuva yeri, ve buna bağlı olarak demir ya da kurşun kalıntısı bulunmaz; bu kenetler ahşaptan yapılmış olabilirler. Çoğu Roma sütunlarında zıvana yuvaları yoktur, ancak tamburları bronz ve kurşun zıvanalarla bağlanmıştır.
  5. Son İşlemler: Yapım sırasında sütunların birleşen yüzeylerinde cam gibi düz bir yüzey elde etmek üzere ince keski ve zımpara kullanımı ile son işlemleri yapılır ve buradaki birleşim çizgileri görünmez hale getirilir. Fakat sütunların dış yüzeyleri, binanın tamamlanmasına kadar işlenmeyip yontulmamış durumda bırakılmıştır. Sütunları belli bir düzleme getirmek üzere çeşitli yerlerine ince bantlar konulmuştur. Sütun başlıklarının altında bulunan kısa bölümdeki alanlar, sütunların bitmiş durumuna yönlendirmek üzere işlenmiştir. Yontulmamış yerlerin üstünde bulunan üç adet yazı bulunmaktadır; bunlardan bir tanesinde sütun dile gelerek “ΜΕϹΚΕΑϹ,” yani beni onar diyerek, ustaları işlerini bitirmesi için uyarmaktadır.

Artemis Tapınağı Tasarımı ve Bezeme

Artemis Tapınağı, Atina Parthenon’unda ve diğer seçkin Yunan eserlerinde olduğu gibi, estetik nedenlerle yatay ve dikey düzlemlerden hafif sapmalar gösterir. Tapınak, büyük bir kürenin yüzeyindeki küçük bir dikdörtgene benzeyen, yarı küresel bir kavise sahiptir. Tapınağın uzun kenarının kavisi, uzatıldığı takdirde, yarı çapı 15-19 km olan büyük bir dairenin parçası olarak ortaya çıkar. Sütun gövdelerinin uzunluğu yukarı doğru incelmelerine ilaveten, tamamlanmış sütunlardan kesin ölçülebildiği ve tamamlanmamış sütunlardan hesaplanabildiği üzere, devamlı genişleyerek gövdelerinde taşıdıkları çatı ve tavanların ağırlığını belirten esnek bir yaşam belirtisi verirler.

Sütun, tabanlar ve çatılardaki bezemeler, ihtisamin ve canlılığın tanımı, gergin hatların kalitesi ile tekrarın ve zıtlığın uyumu örneğin dar ve geniş, kavisli ve sivri, içbükey ve dışbükey gibi Yunan sanatına has özellikleri temsil eder.

Artemis Tapınağı Sütun Başlıkları

Kimi başlıkların bazılarının tunçtan saplar içerdiği yuvalar aracılığı ile varlıkları kanıtlanmış olan, tunçtan süslemeleri varken, az sayıdaki yalın volüt kıvrımının görsel hesaplamasında kullanılmış olabilecek hafifçe kazınmış hatlara sahiptir.

Sütun Kaideleri: Sütun kaideleri, Asyalı İyonik olarak adlandırılan tiptedirler. Sadece, yüksek pedestal üzerinde duran sütun kaideleri, yapı içerisindeki başka bir alandan gelen Hellenistik kaidelerin yeniden kullanılması ile tamamlanabilmiştir. Tamamlanan ve yarım bırakılan kaidelere, herhangi bir sembolik anlam taşımayan dekoratif motifler olan, örgü, burma süsü ve üst üste gelen yaprak motifleri kazınmıştır. 6 numaralı sütuna pelit ve küçük yaratıklar örneğin semender, akrep, salyangoz ile meşe yaprakları oyulmuştur. 4 numaralı sütunun üzerindeki yaprak motifi ise, yaprakları, arkada bulunan bir kurdeleden uzaklaşarak; varlığı ekleme yerinin yuvaları ile onaylanan aplik yıldız ya da rozete doğru önde yaklaşan bir çelenge aittir.

Sıra dışı tasarıma sahip yüksek sütunlar, tapınağın doğu ucundaki iki sütunu desteklemektedir batı uçta, artık ayakta olmayan iki sütun da benzer pedestaller ile desteklenmişti. Dışa hafifçe kavis profil veren ve kabaca yontulmuş sütun pedestalleri sırası için oyma dekorasyon amaçlanmış olabilir bu mermer sırası kısmen, kesilerek aşağıya indirilmiş olan sütun tamburları ve birkaç köşede fark edilebilecek ince çizği kanallarından oluşur. Bu pedestallerle destek verilen sütunlar, belirgin olarak Hellenistik çağ yapısına aittir ve Roma Dönemi’nde büyük ihtimalle tapınağın içinde bulunan asıl yerlerden farklı bir alana taşınmışlardır.

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağındaki Yazıtlar

Tapınağın üstüne işlenmiş yazıtlar sayesinde yapı hakkında çeşitli bilgiler edinmekteyiz. Yunan tapınakların duvar yüzeyleri sıklıkla geleneksel resmi duyuru tahtası görevi üstlenmekteydi. Artemis Tapınağı kuzey duvarının iç yüzeyine kazınmış olan Yunanca uzun bir metinden bir tanesi Mnesimachus adlı birine 1325 altın borç verilmesi hakkındadır ve onun ipotek altına alınmış gayrimenkullerini, borcun geri ödenmesine kadar korunması için teminatlarını ve mal kayıpları esnasındaki cezalarını sıralar. Yazıt, tapınakların antik dönemlerde banka gibi de işlev görmesi ile topografik özellikler ve bunların yerel adları hakkında da önemli bilgiler sunar.

Tapınağın batı ucundaki bir sütunun alt kısmında Yunanca kısa bir mısra bulunmaktadır. Bazı harfler eksiktir ve bazı kelimeler anlaşılmamaktadır. W. H. Buckler ve D. M. Robinson tarafından yapılan çeviri şöyle demektedir: “Benim sütunum yekpare bir taştır ve ben, diğer tüm sütunlar arasında ilk olarak ayağa kalkanım; halk tarafından değil dostlar tarafından verilen taşlardan yapılarak.” demiştir.

Lidce iki kısa metin, tapınağın doğu ve batı yerlerindeki kaidelerin üzerine yerleştirilmiş olan sütunların alt uçlarına kazınmıştır; her iki metin de eksiktir. Her ikisi de muhtemelen sütun bağışçılarının isimleriyle kaplıdır. Batı Anadolu’nun birçok yerleşiminde kişiler tarafından tapınak sütunlarının bağışlanması gözlenmiştir ve en meşhur örneği Efes’teki Artemis Tapınağına Sardeis Kralı Kroisos tarafından bağışlanan sütunlardır.

MS 4.-5. yüzyılda Hristiyanlığı işaret eden “ışık” ve “yaşam” sözcükleri kapının güney pervazına kazınmıştır. Her iki kapı pervazına güney duvarına kazınmış haçlar gibi, bunlar da hiç kuşkusuz paganizmin kötü ruhlarını kovmak niyeti taşımaktadır.

Efes Artemis Tapınağı Hakkında 12 İlginç Gerçek

Efes, Türkiye’nin güney batısında bugün Selçuk’ta bulunan antik bir Yunan şehriydi. Tapınak, Roma tanrıçası Diana ile ilişkilendirilen tanrıça Artemis’in yerel bir versiyonuna ithaf edilmiştir. Bu yüzden tapınağa Diana Tapınağı da deniyor. Tapınak, antik dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir. Efes’teki Artemis Tapınağı ile ilgili tüm gerçekleri keşfedeceksiniz.

  1. Tanrıça Artemis Kimdir? : Artemis, bir Yunan tanrıçası ve Zeus ile Leto’nun kızı ile Apollon’un ikiz kız kardeşinin kızıydı. O, avın, vahşi doğanın, vahşi hayvanların, Ay’ın ve iffetin tanrıçasıydı ve Roma tanrıçası Diana onun eşdeğeriydi. Antik Yunanistan’daki en şerefli tanrıçalardan biriydi ve bunun kanıtı, onun için inanılmaz bir tapınak inşa edilmesinde yatıyor.
  2. Tapınak Bir Sel Tarafından Yıkıldı: Artemis Tapınağı’nın ilk binasının MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiğine inanılıyor. Tapınağın ilk binası sütunlarla çevrili bir tapınaktır. Muhtemelen tüm Yunanistan’da türünün ilk örneğiydi. MÖ 7. yüzyılda tapınak bir sel tarafından harap olmuş ve en az 150 yıl boyunca harabe halinde kalmıştır.
  3.  İkinci Tapınak Çok Daha Büyüktü: Tapınağın yeniden inşası MÖ 550’de başladı ve tamamlanması yaklaşık 10 yıl sürdü. Mermerle inşa edilen ilk Yunan tapınağıydı. Artemis Tapınağı’nın ikinci versiyonu, ilkinden çok daha görkemliydi. Sütunlar, çift sıra halinde 13 metre yüksekti, en az 36 tanesi Tanrıları onurlandıran rölyeflerle süslenmişti. Tapınak muazzam ve gösterişli bir yapıydı ve 115 metre uzunluğunda ve 46 metre genişliğindeydi; bu, ilk versiyondan yaklaşık 4 kat daha büyüktü. Bir örnek vermek gerekirse, burası bir futbol sahası kadar büyüktü.
  4. Tapınak Ateşle Yok Edildi: Artemis Tapınağı, üzerinde göze çarpan her şey tarafından tanık oldukları en güzel yaratımlardan biri olarak tanımlanmıştır. Herostratus adında bir adam onu ​​yok ederek sonsuz üne kavuşmayı düşündü, bu yüzden ahşap çatı kirişlerini ateşe verdi. Görünüşe göre bu, Büyük İskender’in tam olarak doğduğu gün, yani MÖ 356 yılında 21 Ağustos’ta gerçekleşti. Herostratus işkence gördü, idam edildi ve zafere ulaşma planında başarılı olamayacağından emin olmak için adını bile söyleyen herkes aynı inanca mahkum olacaktı. İlginç gerçek: “Herostratik şöhret” terimi bu olaya atıfta bulunur ve ne pahasına olursa olsun zafere ulaşmaya çalışmak anlamına gelir.
  5. Son Versiyon Kendi Kendini Finanse Ediyordu: Büyük İskender tapınağın yeniden inşasını finanse etmeyi teklif etti, ancak Efesliler reddetti. Bunun yerine, son versiyonu kendileri finanse ettiler ve inşaat MÖ 323’te başladı. Tapınağın son versiyonu öncekinden bile daha büyüktü ve 137 m uzunluğunda, 69 m genişliğinde ve 18 m yüksekliğindeydi. Ayrıca 127’den fazla sütun içeriyordu. Bu sütunlardaki olağan üstü işlemeler oldukça gösterişliydi.
  6. 7 Harikadan En Etkileyici Olarak Kabul Edildi: MÖ 2. yüzyılda yaşamış antik Yunan şairi Antipater of Sidon, dünyanın harikaları listesini ilk çıkaranlardan biriydi. Diğerleri arasında Bizanslı Philo, Strabon, Herodot ve Sicilyalı Diodoros bulunmaktadır. Gördüklerinden o kadar etkilendi ki Efes’teki Artemis Tapınağı ile ilgili olarak şunları yazdı.Arabalar için bir yol olan yüce Babil’in duvarını, Alpheus’un Zeus heykelini, asma bahçeleri, Güneş Heykeli’ni ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini gözlerimle gördüm. Mausolus’un geniş mezarı; ama Artemis’in bulutlara yükselen evini gördüğümde, diğer harikalar ihtişamlarını yitirdiler ve dedim ki, “Olympus dışında, Güneş hiç bu kadar görkemli görünmüyordu.” Antik dünyanın hemen hemen tüm diğer harikalarını gördüğü düşünüldüğünde, sözleri kesinlikle bir anlam ifade ediyor ve merak uyandırıyordu.
  7. Artemis Tapınağı’nın Son Yıkımı: Tarihçi “Jordanes” e göre, bir Cermen kabilesi olan Gotlar, MÖ 268’de Artemis tapınağını ateşe verdiler ve yıktılar. Tapınağın ne ölçüde yıkıldığı bilinmiyor. Kesin olan şey, Hıristiyanlar bildirildiğine göre 5. yüzyıl civarında kalıcı olarak kapatana kadar ondan sonra onarılmış ve yeniden kullanılmaya başlamış olmasıdır. Daha sonra tam olarak ne olduğu da bilinmiyor, ancak kudretli Artemis Tapınağı sonunda yıkıldı ve diğer binaların inşası için inşaat malzemeleri kullanıldı. Tapınaklardaki sütunların bir kısmı İstanbul’daki Ayasofya’nın yapımında kullanılmıştır.
  8. Eskiden Artemis Tapınağı’nın bulunduğu yerin Tunç Çağı’nda kutsal alan olarak kullanıldığına inanılıyor. Callimachus adlı ünlü bir şair, “Artemis ilahisi” nde bunu Amazonlara atfetmiştir.
  9. Artemis Tapınağı yıkıldıktan sonra, malzemelerin tümü Konstantinopolis’te (İstanbul) inşaatta kullanıldığına dair rivayetler bulunmaktadır.
  10. 1869’da Artemis Tapınağı’nı nihayet yeniden keşfetmek 6 yıl sürdü. Gezinin sponsorluğunu Londra’daki British Museum ve John Turtle Wood yaptı. Bu uzun süre gezginleri epey merakta bırakmıştır.
  11. Bir başka kazı, 1904-1906 yılları arasında David George Hogarth’ın yönetiminde gerçekleştirildi. Bu keşif gezisi sırasında bulunan eserlerin çoğu, heykel parçaları, şimdi British Museum’un “Efes Odası” nda ziyaret edilebiliyor.
  12. Şu anda bölgede kalan tek şey, orijinal tapınağın bazı parçaları ve temelleri ve hala ayakta duran bir sütundan ibarettir. Buna rağmen Artemis Tapınağı oldukça sık ziyaret edilen bir destinasyondur.
Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 1
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir
bodrum-kadi-kalesi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir